Gurbet çekmek |
- Doğup yaşadığı yerden pek uzak olan bir yer, yabancı memleket, yurt dışı, yad el: On üç on dördümde gittim gurbete / Kim dayanır ayrılığa hasrete / Nasıl dayanayım ben bu firkate / Hasret kıyamete kaldı neyleyim? (Dörtdivanlı Hilmi)
- Böyle bir yerde yaşama ve yaşamanın neden olduğu yabancılık ya da gariplik duygusu: Sen gurbeti bilmezsin!... Gurbette yalnızlık daha bir yalnız, gam daha bir gamlı, dert daha bir dertlidir. (M. N. Sefercioğlu)
- (tasavvuf, din) Öteki dünyaya göre bu dünya: İnsanın asıl vatanı yaratılmadan önce bulunduğu ruhlar alemidir. Yaşadığı bu alem ise onun için gurbet sayılır (Şeyh Galip). Biz ana rahminde gurbete düştük / Ninniler öğrendik, sen var içinde / Kederi, öfkeyi sineye dürdük / Halaya dizildik aşkın deminde (M. Yanık)
Gurbet ile ilgili birleşik kelimeler
- Gurbet el (eli): Yabancı ülke, yabancı yer: Hüzün yoklayıp dururken / Kalbim tekleyip dururken / Gülüm bekleyip dururken / Eriyorum gurbet elde (Ü. Soğancı). Sonra bilmezmiş gurbet eli, oralar nasıldır, nasıl yaşanır. (B. Yanbolulu)
- Gurbet kuşu:
- (mecazi) Gurbete giden insan: Yoksulluktan kurtulmak için köylülerin birçoğu "gurbet kuşu" olurken ilginç olaylarla karşılaşırlar (R. Çiftlikçi). Aşarım mor dağları kalbim arkada / Gurbet kuşu yalnız uçar havada / Yıllar geçer unutuluruz biz de sılada / Düştü gurbet acısı gülemem bugün. (S. Ulutürk)
- Asalak olarak yaşayan küçük bir böcek, bit, kehle.
Gurbet ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "gurbet" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları, örnek cümleler ve dörtlükler:
- Gurbet çekmek: (deyiminin anlamı)
- Doğup yaşadığı yerleri özlemek, vatan hasreti çekmek: Bu viran handa hep gurbet derdi çeken, yüreğinde gurbet acısı taşıyan insanlar vardır. (N. Birinci)
- Gurbetin zahmetlerine, acılarına uğramak: Hicrini görmeyen ne bilir hâlimi benim / Gurbet çeken bilir ne belalar çeker garip (Kemalpaşazade)
- Gurbete çıkmak (gitmek): Doğup yaşanılan yerden uzaklaşmak: Dert ve belaya uğrarsak gam çekmeyiz, seferdeki meşakkat ululuğa ve yüksekliğe sebep olur fikri ile vatanı bırakıp gurbete çıktık. Nice yıldır gezmedik yer bırakmadık (V. Evinç). Gönül gurbet ele çıkma, / Ya gelinir, ya gelinmez. / Her dilbere meyil verme, / Ya sevilir ya sevilmez. (Erzurumlu Emrah)
- Gurbete (gurbet ele) düşmek: Vatanından, yurdundan, aile ocağından uzak bir yere gitmek veya gitmek zorunda kalmak: Güz gelince, çoğumuz gurbete düştük. Doyurmuyordu bu topraklar bizi. Küskün, gücenikti bu topraklar bize (E. Sarı). Çıktık gurbet ele, ekmek parası, / Gurbet elde kapanmaz ciğer yarası. / Gözümde tütüyor bizim orası, / Bizim ele doğru gidesim gelir. (S. Aslan)
- Gurbette olmak: Doğup büyüdüğü yerden uzakta yaşamak: Gurbette doğmuştum, gurbette büyümüştüm babam gibi. Babam gurbette büyümüş, gurbette okumuş, gurbette çalışmış, gurbette doyurmuştu bizi (E. Kaplan). Gurbetteyim haber gelmez sıladan / Hiç cevap gelmiyor gözü eladan / Kurtulmuyor her an başım beladan / Belaya bıraktın başımı felek (L. Gülderen)
Gurbet ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "gurbet" kelimesi geçen atasözleri ve açıklamaları
- Gurbet, adı bet: (atasözünün anlamı) İnsanı sevdiklerinden ve sevdiği yurdundan ayrı koyan gurbetin iyi olmadığını anlatır (bet: kötü): Gurbet adı bet derdi rahmetli nenem. Yurduma döndükten sonra, kapı arkası bile gurbet şimdi benim için.. (D. Giritli)
- Gurbet, adamı terbiye eder: Memleketinden, sevdiklerinden uzak yaşayanlar daha çabuk olgunlaşırlar.
- Gurbet meşakkat: Bilmedikleri, tanımadıkları yerde yaşamak zorunda kalanlar çeşitli sorunlarla karşılaşabilirler.
- Gurbette geçen ömür ömür değildir: İstemedikleri yerde yaşamak zorunda kalanlar genellikle mutsuz olurlar.
- Gurbette gezen çok şey öğrenir: İnsan bir çok şeyini öğrendiği ortamından ayrılıp yeni ortamlara girdiğinde ilk defa göreceği dolayısıyla öğreneceği şeyler artar.
- Gurbette övünmek, hamamda türkü söylemeye benzer: Bazı kendini beğenmiş, kimseler hiç tanınmadıkları bir ortamda kendilerini olduklarından daha üstün göstermeye çalışırlar.
- Gurbette sultan olacağına yurdunda züğürt ol: Vatan ve yurt sevgisinin parayla ölçülemeyeceğini anlatır.
- Gurbette taşa yaslanmayan evindeki hasırın kıymetini bilmez: İnsan ayrılıp başka yerlere gidince evinin kıymetini daha iyi bilir.
- Kapı arkası bile gurbet: Bir insan evinden pek uzağa gitmese bile evden ayrıldıktan sonra kendini gurbete çıkmış gibi hisseder.
Soru/Yorum Formu