Düşünce gücü |
- Düşünme sonucu varılan görüş ya da sonuç: İnsan, varlığını ancak düşüncesi sayesinde anlar, bilir... "Düşünüyorum öyleyse varım." (Descartes)
- Dış evrenin (dış dünyanın) insan zihnine yansıması, insan zihnince kavranması: Evrendeki varlıklar ve olgular arasındaki ilişkilerden sonuç çıkarma işine düşünme; bu düşünmeden çıkarılan sonuca da düşünce denir. (O. Göker)
- Niyet, tasarı: Düşünürsünüz ve düşüncenizi hayata geçirerek kişiliğinizi oluşturursunuz. (S. J. Khanna)
- (mecazi) Kaygı, tasa. Üçü de derin bir düşünce içindeydi. (N. Gökmen)
- (felsefe) İlke, yönetici sav.
Düşünce ile ilgili birleşik kelimeler ve anlamları
- Düşünce adamı: Herhangi bir düşünce alanındaki görüşlerine değer verilen kimse, fikir adamı: İstiklâl Marşı şairimiz Mehmed Akif Ersoy, şair kimliğinin yanı sıra, aynı zamanda hafız, Kur'an mütercimi, öğretmen ve milletvekilliği yapmış kıymetli bir şahsiyet; insani yönü oldukça gelişmiş olan bir düşünce adamıydı. (S. Çelik)
- Düşünce hayatı: Bir kimsenin veya bir topluluğun düşüncelerinin tamamı; fikir hayatı, tefekkür dünyası: Onun düşünce hayatında fırtınalar koparacak olan felsefî eserleri burada tanıdı. (M. Kızıltaş)
- Düşünce (düşün) oyunu: (tiyatro) Belirli bir düşünceyi savunmak amacıyla yazılan, biçim ve içeriği bu düşünceye bağlı olarak oluşturulan oyun türü.
- Düşünce özgürlüğü: (hukuk) Bireyin her tür düşünce kanısını, açık olarak üretme, tartışma ve yayma hakkı ya da olanağı; bu hak ya da olanağın hiçbir yasal sorumluluk ve baskı olmadan kullanılabilmesi durumu: Bu bir düşünce özgürlüğü değildir. Bence, bir milleti, bir devleti, bir ülkeyi bölmek istemenin, düşünce özgürlüğü ile ilişkisi yoktur. (B. Ecevit)
- Düşünce sesi: → İçinden konuşma.
- Düşünce yazısı: (edebiyat) Makale, fıkra, deneme vb. yazı türlerine verilen genel ad, fikir yazısı.
Düşünce ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "düşünce" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- (Birini) Düşünce almak (Bir düşüncedir almak): (deyiminin anlamı) Tasalanmak, uzun uzun düşünemeye, bir çözüm yolu aramaya başlamak: Hürriyetin ilk sarhoşluk yılları geçtikten sonra herkesi bir düşünce aldı: Şimdi ne yapacağız? (H. Z. Ülken). Bugün şehri seyrediyordum pencerenin önünde; bir düşüncedir aldı beni. Tutkulu bir aşk, şaşırtıcı bir nefrete niçin dönüşür? (K. Özdemir)
- Düşünceye (düşüncelere) dalmak: Dalgın dalgın düşünmek: Yusuf söylenenlerin her kelimesini dikkatle dinledikten sonra, susup düşünceye daldı. Aklına takılan şey, "Bu kız, bu kadar bilgiyi nereden biliyor?" sorusuydu (R. Tekin). Derin derin düşüncelere daldı ve nihayetinde İslam'ı kabul etti. (E. Aydın)
- Düşüncesini açmak: Görüşünü bildirmek: Bir gece evine gitti. Düşüncesini açtı, ona... Ellerine sarıldı, öptü: "Dedeciğim, ne olur bana yol göster!" "Çok küçüksün." dedi ihtiyar, "Zor bir işe kalkışıyorsun." (Y. Bahadıroğlu)
- Düşüncesini okumak: Bir kimsenin ne düşündüğünü anlamak: Adamların yüzünden düşüncelerini okuyordu. Şeref'in yanında kala kala bunu iyice öğrenmişti. (Y. Bahadıroğlu)
- Düşünceye varmak: Bir görüşe veya karara varmak, bir inanca ulaşmak: Yaşlı adam düşünceye vardı. Bir zaman sonra doğruldu: "O kolay," dedi. "Öylelerini yok etmek kolay." (Y. Kemal)
- Düşünüp taşınmak: Bir konuda çok yönlü, enine boyuna düşünmek: Ama sonradan düşünüp taşındı ve bu olmayacak sevdadan vazgeçti.
Soru ve Yorumlar: 1
Soru/Yorum Formu