Davul nedir ne demektir? Davul ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Davula dayanmış davul tokmağı
Davul
Büyük ve enlice bir kasnağın iki tarafına deri geçirilerek yapılan ve bir yanı tokmak, diğer yanı da çubukla vurularak çalınan bir çalgı türü: Bütün alanlar, sokaklar, gece gündüz, davul zurna sesleri, hurralar, naralarla kalkıp iniyordu. (N. Cumalı)


Davul ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "davul" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Davul çalmak:
    1. Davula vurarak ses çıkarmak: Hem davul çalıyor hem de davudi bir sesle mâni okunuyordu. (Y. Öztürk)
    2. (mecazi) Bir şeyi herkesin haber alabileceği bir biçimde ortalığa bildirmek, yaymak: Bunca yıldır şu ölüm davul çalıyor ama senin kulağın onu son anda duyar. (Mevlânâ Celâleddin Rûmî)
  • Davul çalsan işitmez:
    1. Çok az duyan veya sağır: İşitme cihazları olmadan davul çalsan duymazdı.
    2. Uykusu çok ağır, derin uykuda ya da aşırı dalgın: Çok ağırdı uykusu; yanında davul çalsan işitmezdi. (S. Kaymaz)
    3. Kendini verdiği işin dışındaki hiçbir şeyle ilgilenmez: "Kulağının dibinde davul çalsan bile oralı olmaz" diye uyardı. (M. Saşzade)
  • Davul gibi (davul):
    1. Çok şişmiş: Yedikçe yediler. Hepsinin göbeği davul gibi olmuştu. (Z. Eyüpoğlu)
    2. Kulağı çok ağır işitir.
  • Davul dövmek: (Gerçek anlamıyla) Davul çalmak: Akşam yemekte üç kedi mızıka çalıyordu / Bir kemancı bir neyzen biri davul dövüyordu (M. Karaman)
  • Davul tozu, minare gölgesi: Gerçekleşmesi imkânsız şeyler için kullanılır: Sakın davul tozu, minare gölgesi sanmayınız. İşin hakikatine bakılırsa zamanımızda para kazanmak pek kolay oldu...
  • (Bir şey) Davula dönmek: Çok şişmek: Karnı davula dönmüş. Bir illet sarmış kurban olduğumu. (A. Sayar)
  • Davulun tokmağı elinde olmak: Bir işi idare etmek, yönetimi elinde tutmak: Demokrasilerde, sadece davul değil, davulun tokmağı da halkın elindedir. Halk, icraatını beğenmediği politikacıları kolaylıkla değiştirebilir. (N. Muallimoğlu)
  • Yüz surat davul derisi: Hiç utanması olmayanlar için söylenir: Bu gibilere "Yüzü davul derisi gibi" ya da "Alın derisi değil davul derisi taşıyor mübarek" derler. (H. V. Velidedeoğlu)


Davul ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "davul" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Davul birinin (falanın) boynunda, tokmak başkasının (filanın) elinde*: Sorumluluğun veya görevin bir kişiye verilmiş olmasına rağmen, asıl kontrolün ve gücün başka birinin elinde olduğunu ifade eder.
  • Davulu biz çaldık, parsayı başkası (el) topladı*: Bir işin asıl yükünü ve sorumluluğunu üstlenen kişinin emeğinin karşılığını alamayıp, kazanç veya övgünün başkaları tarafından toplandığını anlatır (parsa: Gösteriden sonra toplanan para).
  • Davul dengi dengine diye çalar*: (atasözünün anlamı) Birlikte yaşayacak ya da evlenecek kimselerin birbirine denk olması gerekir.
  • Davul görür oynar, mihrap görür ağlar: Bir kişinin fikirleriyle davranışları arasında tutarsızlık olduğunu veya farklı durumlar karşısında nasıl farklı tepkiler verebileceğini ve bu tepkilerin birbiriyle uyumsuz olabileceğini vurgular (mihrap: Camilerde imamın namaz kıldırdığı Kabe'ye dönük özel bölüm).
  • Davul zurna ile adam aramağa gidilmez: Bir işin ciddiyetle ve düzgün bir şekilde yapılması gerektiğinde, gereksiz şatafat veya gösterişten kaçınılması gerektiğini; işin sağlıklı bir şekilde sonuçlanabilmesi için gereksiz abartılardan kaçınılması gerektiğini vurgular.
  • Davulda zurnaya, hamamda kurnaya (bahane bulunmaz): Bir işi yaparken veya bir durumu ele alırken gereksiz bahaneler üretmemek gerektiğini; bir sorumluluğun veya görevin yerine getirilmesi gerektiğinde bahanelerin veya mazeretlerin kabul edilemez olduğunu anlatır.
  • Davulla zurnayla yitik aranmaz: İnsan, değerli bir şey kaybettiği zaman bunu herkese duyurarak aramamalıdır. Çünkü o şeyi bulan vermeyebilir.
  • Davulsuz düğün, köpeksiz köye benzer: Düğünlerde davulun önemini vurgulayarak, onun olmadığı bir düğünün eksik veya tamamlanmamış gibi olacağını ifade eder. Bir etkinliğin veya durumun belli unsurlar olmadan eksik veya yetersiz olacağını anlatır.
  • Davulsuz zurnasız çingene düğünü olmaz: Bir işin veya etkinliğin başarılı olabilmesi için gerekli olan tüm unsurların yerine getirilmesi gerektiğini anlatır.
  • Davulu çalan zurnayı da çalar: Bir işte yeteneği olan kişi ona benzer işlerde de başarılı olur.
  • Davulun sesi uzaktan hoş gelir*: Öyle durumlar vardır ki uzaktan bakan ona imrenir, oysa içinde yaşayan kimseyi rahatsız eder.
  • Alın derisi değil ya, davul derisi: Birinin ya da bir şeyin asıl ve önemli olan kısmının ne olduğunu vurgulamak için kullanılır. Bir şeyin adını doğru koymak veya konuyu açıkça ifade etmek gerektiğini ifade eder (?).
  • Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az*: Anlayışlı kişiler, biraz kapalı söylenmiş bir sözle bile ne denilmek istendiğini anlarlar; anlayış kıt olanlarsa, ne kadar açık söylense, ne kadar yinelense yine de anlamazlar: Cömert davran, götüremeyeceğin malın bari hesabından kurtulmaya bak diye yazılı olduğunu görür. Anlayana sivrisinek saz, anlamak istemeyene davul zurna az. (İlgili cümle kaynağı: N. Erem)
  • Baş ağrıyınca sivrisinek davul olur: Normalde önemsiz veya kolayca göz ardı edilebilecek bir şey, kişi zaten bir zorluk içindeyse çok daha büyük bir problem gibi algılanabilir.
  • Felek kimine davul çaldırır, kimine dümbelek: İnsanların yaşamlarında şansın veya kaderin farklı şekillerde etkili olduğunu ifade eder. Kimi büyük fırsatlarla karşılaşırken, kimi de daha basit veya mütevazı şeylerle yetinmek zorunda kalabilirler (dümbelek: Darbukaya benzer bir tür çalgı).
  • Haydan gelen huya gider, davuldan gelen zurnaya: Emek sarf edilmeden kazanılan para geldiği gibi gider (Ayrıca Hay'dan gelen Hû'ya gider atasözü Allah'tan gelen her şeyin yine O'na döneceğini ifade eder. İnsan, insana verilen nimetler ve emanetler, nihayetinde sahibine yani Allah'a geri döner.)
  • Hem kaçar hem davul çalar*: Bir kişinin kendi aleyhine olan bir durumdan kaçmaya çalışırken aynı zamanda dikkat çekici hareketler yaparak durumu daha da kötü hale getirdiğini ifade eder.
  • Herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz*: Aynı işi herkes yapar ama o işin gerektirdiği ustalığı gösteremez.
  • Kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya varır ya zurnacıya*: Aile büyüklerinin deneyim ve bilgilerini dikkate almadan sadece duygusal kararlarla evlenen bir kızın, kocasını doğru seçemeyebileceğini ve olumsuz sonuçlarla karşılaşabileceğini anlatır.
  • Kilimin altında davul çalınmaz: Bazı işlerin veya eylemlerin gizlice veya saklanarak yapılamayacağını ifade eder. Saklanması gereken bir şey varsa bunu gizlemenin zor olduğunu belirtir (?).
  • Kös dinleyen, davula kulak vermez* (Kös dinlemişe davulun sesi vız gelir): Başından büyük olaylar geçmiş kişi küçük dertleri sorun etmez (kös: Savaşlarda, alaylarda at, deve veya araba üzerinde taşınan ve işaret vermek için kullanılan büyük davul).
  • Topa alışan deve davuldan ürkmez: İnsanların karşılaştıkları zorluklar ve sıkıntılar karşısında zamanla daha dayanıklı ve cesur hale gelebileceğini vurgular. Daha önce zorlu tecrübeler yaşamış olan kişiler, yeni ve benzer zorluklarla karşılaştıklarında daha az korku ve endişe duyarlar (top: savaş topu).