Balta |
Balta ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "balta" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Balta (Baltayı) asmak:
- (mecazi) Birinden bir şeyi zorbaca, ısrarla veya direnerek istemek: "Yahu, sen benim düşeceğimi bildin, elbette öleceğimi de bilirsin bana haber ver" diye herife balta asmış... Ve bu, varıp zenginin kapısına balta asmış, kovmuşlar, gitmemiş... (Seyreyle Dünyayı)
- (tarih) Yeniçerilerin para almak maksadıyla, yapılmakta olan binalara veya limana giren gemilere bir balta asmaları; haraç kesmek.
- Balta girmemiş (değmemiş, görmemiş): İçinden hiç ağaç kesilmemiş, sık ve gür (orman, koru): İşte burası gerçek bir balta girmemiş ormandı... Gözünün alabildiği her yer ağaç, her yer orman... Hayatımda ilk kez böyle bir yer görüyordum, ağaçlardan için daralıyor, nefes alamıyorsun ve yürünebilecek, daracık da olsa, herhangi bir yol yoktu! (M. Leyla)
- Balta ile yontulmuş: İncelikten haberi olmayan, çok kaba (kimse): Kaba saba bir şeydi kocası. Baltayla yontulmuş gibi. (M. Başaran)
- (Birine) Balta olmak: (argo) Direnerek bir şey istemek, zamanlı zamansız tedirgin etmek, musallat olmak, üzerine düşmek, asılmak: O günden sonra, kıza balta oluyor. Her gün peşini kolluyor. İlân-ı aşklar, aşkını ilan etmeler... (R. Sanay). Paralarını mı yemiş, aldatmış mı, başkalarına mı yüz vermiş veya bunlar mı ona balta oluyor, yolmak istiyorlardı, karışık bir iş... (R. H. Karay)
- Balta vurmak: Balta ile kesmek, parçalamak: İki odayı ayıran duvara balta ile vurdu ve bir delik açtı. (M. Karnas)
- Baltadan kurtulmak: Kesilmemek: O halde etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur? (H. E. Adıvar)
- Baltası kütükten çıkmak: Bir engelden, bir sıkıntıdan kurtulmak, çıkmazdaki bir işini yoluna koymak: İşi iyi. Para derdi de yok. Baltası kütükten çıkmış! (M. A. Kaleoğlu). "Baltası kütükten çıkmışsa bu Osmanlı bizi temizler," diyor. (Papirüs)
- Baltayı taşa vurmak (çalmak): (deyiminin anlamı)
- İş umduğu gibi olmamak, içinden çıkılamaz zor bir duruma düşmek: İsmail ölen eşine sürekli dayak attığından bu eşine de öyle davranacağını zannetmiş, ancak baltayı taşa vurmuştu. İsmail, Şaha'ya vurunca, o da İsmail'e vurmuştu (A. K. Karslı). Fakat işler hiç de umduğu gibi gitmemiş, deyim yerindeyse baltayı taşa vurmuştu. (M. Atilla)
- Birine, istemeden üzecek bir söz söylemek, pot kırmak, çam devirmek, gaf yapmak: Hoşgörülü danışman birden sustu. Feci bir pot kırmış, baltayı taşa vurmuştu (E. Atasü). Birden sessizleşmişlerdi. Kemal baltayı taşa vurmuştu. Utandı. Özür diledi. Leyla hemen, "nereden bilebilirdiniz canım hadi başka bir şey iste, deyip..." (O. Yeşiltuna)
- Başına balta kesilmek (olmak): Sürekli istemek, ısrar etmek, inat etmek: Geçen gün tanıştık, bir asılış asıldı, bütün gece dans edelim, diye başıma balta oldu. (Akıl Çağı)
- Bıyığını balta kesmez olmak: Kimseden korkusu olmamak: Öyle ki bunlar 18-20 yaşlarına geldikleri zaman sağlam birer mümin, mükemmel birer asker olurlardı ve bunlardan, dünyaya parmak ısıttıran bıyığını balta kesmez, bileği bükülmez yeniçeri yiğidi vücut bulurdu. (Y. Bahadıroğlu)
- Bir baltaya sap olamamak: Belli bir iş sahibi olamamak: Subay olan yaşıt okul arkadaşlarım yarbay; hukukçu olanlar yargıç, savcı, avukat; işadamı olanlar neredeyse milyoner; kimileri mimar, kimileri devlet kurumlarında yönetici olmuşlar, ben ise hala bir baltaya sap olamamıştım. (M. Ofluoğlu)
Balta ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "balta" kelimesi geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Balta değmedik ağaç olmaz (Balta görmedik orman olmaz)*: (atasözünün anlamı) Başından acı bir olay geçmemiş, zarar görmemiş kimse yoktur.
- Balta değmedik ağaç, yıkılmadık dam olmaz*: Her şeyin bir sonu var, hiçbir şey baki kalmaz...
- Balta sapı uzun olur, şamatası güzün olur*: Ağaç kesmek, odun yarmak işlerinde kullanılan balta en çok sonbaharda kullanılır (?).
- Balta sapını kesmez: İnsanlar kendilerine destek veren, yakın hissettikleri kişilere zarar vermekten kaçınacaklarını ifade eder.
- Balta sapını yonamaz*: Kişi, kendisinin yapamayacağı işleri için başkasının yardımına ihtiyaç duyar.
- Baltanı taşa çal da, ağaca değme: Bir ağaç büyütmek çok zaman alacağı için, zamanla yok edilen ağaçları tekrar yetiştirmek oldukça zordur.
- Ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimden" demiş*: İnsana en yakını bile kötülük edebilir.
- Ağaç ne kadar uzarsa, balta dibinde hazırdır: İnsan ne kadar yükselirse yükselsin, sonunda bir yerde durur.
- Ağustosta suya girse balta kesmez buz olur: Bazı insanlar o kadar şanssızdırlar ki, olmadık zamanda olmadık talihsizliklerle karşılaşırlar.
- Balcının var bal tası, oduncunun var baltası*: Her işin kendine özgü aracı vardır.
- Bir çam düşse, baltalı da seyirtir, baltasız da: Güçlü, varlıklı bir insan ölecek duruma geldiği zaman, çevresi çıkarcı insanlarla dolar
- Deviremeyeceğin çama balta vurma: Sonuç alınamayacak bir işe girişmenin boşuna zahmet ve enerji kaybı olduğunu vurgular. Başarı ihtimali düşük olan çabalara girmek, sadece zaman kaybettirir ve kişiyi gereksiz yere yıpratır.
- Domuzu an, baltayı hazırla: Kötü ve geçimsiz birinden bahsederken, o kişi her an çıkıp gelecekmiş gibi hazırlıklı olmalıdır.
- Dövme kapısını yüzük taşıyla, döverler kapını balta başıyla: İnsanın yanlış bir davranışı, kendisine daha büyük bir yanlış olarak geri döner.
- Kart öküz baltadan korkmaz: Uzun süre yaşamış, deneyimli ve yaşlı kişilerin ölüm gibi büyük tehlikeler karşısında daha az korku duyduğunu ifade eder. Bu kişiler, hayatın zorluklarına ve ölüme daha hazırlıklıdır.
- Meyvesiz ağaca balta vururlar: Faydası olmayan veya sonuç vermeyen şeylerin gözden çıkarılabileceğini, verimli ve faydalı olanların korunacağını anlatır.
- Odunlar baltadan dava edecek olmuşlar, sapı bizden diye vazgeçmişler: Aralarında akrabalık olan veya aynı görüşleri paylaşan kişiler içlerinden birinin hatasını görse bile bunu görmemezlikten gelirler.
- Ormana (bir) balta girmiş sapı yine kendisinden (imiş): Ortada çıkar söz konusu olunca bazen kendi yakınlarımızdan bile kötülük görebiliriz.
- Ormana balta vurmuşlar, "Vur, sapı bendendir" demiş: İnsanın yakınlarının hatalarını veya zararlı davranışlarını görmezden gelme eğiliminde olduğunu ifade eder. Bu, insanların sevdiklerine karşı daha hoşgörülü olabileceği, eleştirilerde bulunmaktan kaçındığı anlamına gelir.
- Rüzgar böyle eser, balta böyle keserse vay halimize: Kişi yaptığı işte sürekli engellerle karşılaşırsa zorluklarla mücadele edemez.
- Sapsız balta suya batar: Bir şeyin eksikliği veya yetersizliği durumunda, beklenen faydayı sağlamakta zorluk çekileceğini ifade eder.
- Suya gidenin susağı, ormana gidenin baltası: Kişinin bir hedefe ulaşabilmesi için uygun araçlara sahip olması gerektiğini ifade eder.
- Yaralı çama balta vuran çoktur: Savunmasız ve çaresiz kalmış kişiden herkes kolayca faydalanabilir.
- Yaş ağaca balta vuran el onmaz: Yaş ağaç, canlılığı ve zararsızlığı simgelerken; ağaca vurulan balta, bu masumiyete karşı yapılan kötülüğü temsil eder ve bunu yapan kişinin feraha ulaşamayacağını ve bu tür eylemlerin er ya da geç kişiye zarar olarak döneceğini anlatır.
- Yıkılan ağaca balta vuran çok olur: Varlıklı bir insan gücünü yitirmeye yüz tuttuğunda etrafı bir şeyler koparmaya çalışan çıkarcılarla dolar.
- Yıkılana balta çalan çok olur: İnsan güçsüz duruma düşünce, herkes ona sırt çevirdiği gibi bir de bu durumundan çıkar sağlamak isteyenler olur.
- Yolu yol ile, ormanı balta ile keserler: Her işin kendi yöntemine ve aracına ihtiyaç duyduğunu ifade eder. Zor ve karmaşık durumlarla başa çıkmak için uygun araçlar ve stratejiler kullanmak önemlidir; yoksa başarı sağlamak güçleşir.
Soru/Yorum Formu