Aşk |
- Karşı cinsten birine duyulan güçlü ve tutkulu sevgi, sevda: Güzelliğin on para etmez / Şu bendeki aşk olmasa (Aşık Veysel)
- (tasavvuf) Yaratıcı'ya duyulan yüce ve güçlü sevgi: Sofilere sohbet gerek, Ahilere Ahret gerek / Mecnunlara Leyla gerek, bana Seni gerek Seni... Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver Sen onu, bana Seni gerek Seni (Yunus Emre)
- Güçlü sevgi ve bağlılık duygusu: Bilim aşkı. Özgürlük aşkı.
Aşk ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "aşk ve aşık" kelimeleri geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler
- Aşk ateşi: Aşk ile olmak, aslolanla şiddetli birleşme isteği duymak ve bunun giderek artması hali: Aşk ateşi bir saldırdı mı kendinden başka ne varsa siler süpürür, yakar gider; her şey de yandı mı, işte o vakit neşeyle otur, güzel güzel gülmeye koyul. (Mevlana)
- Aşk ateşiyle yanmak (Aşkından yanıp tutuşmak): Aşırı ölçüde tutkun olmak, aşkta ölçüyü yitirmek: Aşk ateşiyle içi yanıyor, kavuşması yaklaştığı için neşeleniyordu (İ. Koçaşlı). Yetim Ahmet, günlerdir aşkından yanıp tutuştuğu sevdalısına kavuşmuş... (Z. AYgül)
- Aşk elinden: Aşk yüzünden: Ben Yûnus'u bîçâreyim / Baştan ayağa yâreyim / Aşk elinden âvâreyim / Gel gör beni aşk neyledi? (Yunus Emre)
- Aşk etmek: "Hızla tokat atmak" anlamına gelen "tokat aşk etmek" deyiminde geçer: Leylâ, ona öyle şiddetli bir tokat aşk etti ki ölü gibi kendinden geçip yere serildi. (E. Sarı)
- Aşk olsun:
- Mevlevi ve Bektaşi dervişleri arasında selamlama sözü: Hafifçe durdu, bana doğru tebessümünü devam ettirerek gönlünü diline vermişçesine aşk olsun, dedi. Aynı güzellikte bir kez daha, aşk olsun Mevlana, dedi. (M. A. Konukçu)
- Beğenilecek bir şey yapana "aferin" sözcüğünden daha güçlü bir anlamda söylenirse de, çoğu kez ters deyişle kınama ve sitem anlatır: Aşk olsun, insan bir telgraf çekip geleceğini haber vermez mi?
- Aşka düşmek: Aşık olmak: Kerem der ki, aşka düştüm / Aslı'mla tenha buluştum / Kaynayıp kaynayıp coştum / Uyumuşum doymamışım.
- Aşka gelmek: Coşmak, şevk ve heyecana kapılmak, coşkunluk göstermek: Coşup aşka geldi gönül, ettiği kusur değil; Aşka düşen kişiye el pençe divan dur, eğil! (H. Yolcu)
- Aşkından kül olmak: (deyiminin anlamı) Aşkından ölmek: Dağda olur mu harman / Aşka olur mu ferman / Aşktan yandım kül oldum / Külde kalır mı derman.
- Aşkta kazanmak: Sevgisine, aşkına karşılık görmek: İnsan aşkta eğilirse kazanır, diz çökerse hükümdar olur. (B. Şimşek)
- Aşık olmak: Sevmek, tutulmak: Bizi aşık olmak mutlu eder, aşık olduğumuz insana ömrünün sonuna kadar bağlanmak, vefakar olmak, onun için cefa çekmek mutlu eder, iki gecelik zevkler bizi mutlu etmez. (S. F. Abdulbaki)
- Allah aşkına: Cümlenin anlamına göre ant verme, yakarma belirttiği gibi şaşma, usanç türünden duyguları da anlatır: Allah aşkına yardım et! Allah aşkına, bunu bir tek ben mi görebiliyorum? Etmeyin Allah aşkına!
- Deli divane aşık olmak: Aşırı derecede sevmek: Kör kütük, deli divane aşık oluyor kadına. Ona mektuplar yazmaya başlıyor. Her mektubu bir şiirdir. Zaten çoğu şiirini ona yazıyor. (M. Kızılkaya)
- Gözünü aşk bürümek: Ondan başka hiçbir şeyi düşünmemek, tamamen ona bağlanmak: Görmedi güzelleri, gözünü aşk bürüdü (Kara-Han)
- Pir aşkına: "Karşılık gözetmeden veya karşılık görmeden tam inançla, gerçek bir sevgi ile" anlamında kullanılan bir söz: "Maksad-ı aksa"ya erişmek için canla başla, hem de "pir aşkına" çalıştılar. Yerine göre savaştılar... (C. S. Revnakoğlu)
- Tokat aşk etmek: Hızla vurmak: Müdür bey yaratana sığınıp iki tokat aşk etti ki sesi koridordan duyulmuştur sanırım. (K. Sülker)
Aşk ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "aşk" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Aşk ağlatır, dert söyletir*: (atasözünün anlamı) Aşığın yüreği yaralıdır ve daima ağlar, bir derdi olan da herkese derdini anlatır. Her ruhsal durum, kendisine uygun bir davranışla ortaya çıkar.
- Aşk ateşi yanmayınca, yakmaz imiş: Bir insanın gerçekten aşık olmadıkça aşkın güçlü etkilerini hissetmeyeceğini ifade eder. Gerçek aşkın ancak hissedildiğinde insanı derinden etkileyebileceğini vurgular.
- Aşk ateşten gömlektir: Aşkın hem büyük bir tutku hem de büyük bir acı kaynağı olduğunu ifade eder. Aşk, insanı derinden etkileyen, yakıcı ve yoğun duygularla dolu bir deneyimdir.
- Aşk başa beladır, müşkül iptiladır: Aşık olan kişi ölçüsüz davranışlarıyla türlü dertlere düşer; bu yüzden aşk güçlüklerle dolu bir tutkunluktur.
- Aşk başta karar etse akıl firar eder: Bir kişinin aşık olduğu durumlarda mantıklı düşünme yeteneğini yitirdiğini ve duygusal olarak kararlar aldığını ifade eder. Aşk, genellikle mantıksal düşünmeyi etkileyebilecek kadar güçlü bir duygudur ve insanın doğru kararlar vermesini engelleyebilir.
- Aşk bir deryadır, dalmayan bilmez: Aşk, kişiye hiç tanımadığı duyguları, hiçbir zaman yaşayamayacağı durumları yaşatır.
- Aşk demirden leblebidir, çiğneyene aşk olsun: Aşık olan kişi pek çok acılara, türlü güçlük ve sıkıntılara katlanmak zorunda kalır.
- Aşk dünyayı döndürür: Sevginin ve aşkın insan hayatındaki en güçlü ve etkili duygu olduğunu ifade eder. Aşk, insanları harekete geçiren, motive eden ve yaşamlarına anlam katan bir güçtür.
- Aşk her zaman kendine bir yol bulur: Gerçek aşkın engellerle karşılaşsa bile sonunda mutlaka bir çözüm ve yol bulacağını ifade eder. Aşkın gücünün ve kararlılığının, her durumda bir yol bularak kendini gösterdiğini vurgular.
- Aşk ile pençeleşmeye demir pazı gerek: Aşkın acılarına, güçlüklerine katlanmak için kişi, dayanıklı olmalıdır.
- Aşk olmayınca meşk olmaz*: Sevilmeden yapılan, benimsenmeyen bir çalışmadan hayır gelmez. Güçlü bir istek olmayınca hiçbir şey elde edilemez.
- Aşkı olmayanın imanı olmaz: Sevgi, insanın duygusal ve manevi dünyasında önemli bir yer tutar. Sevmesini bilmeyen bir insanın, inançlı ve manevi bir hayatı da tam anlamıyla yaşayamayacağını ifade eder.
- Aşkın gözü kördür*: Kendisini aşka kaptıran kimse, sevgilisinin kusurlarını görmediği gibi çevresinde olup bitenlerle de ilgilenmez.
- Aşkın var ise dağlara düş: Aşık olan bir insanın büyük zorluklarla ve engellerle karşılaşmaya hazır olması gerektiğini ifade eder. Gerçek aşkın fedakarlık ve mücadele gerektirdiğini vurgular.
- Fakirlik pencereden (Yoksulluk kapıdan) girince aşk bacadan kaçar: Yoksulluk ve geçim sıkıntısı içine düşen insanlar aşktan ve sevgiden zevk alamaz hale gelirler.
- Kumarda kaybeden aşkta kazanır (?)*: Kumar oynayan ve parasını kaybeden birinin teselli edilmesinde kullanılan atasözü (Gerçekte kumarda kaybeden de, kazanan da, kumara bulaşan da zaten kaybetmiş olur).
Aşık ile ilgili atasözleri ve anlamları
Aşık olmak |
İçinde "aşık" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Aşık, alemi kör, dört yanını duvar sanır*: Aşk yüzünden kendini bilmez duruma gelen kimse, aşırı davranışlarda bulunur; herkes bunları görmez ve işitmez sanmaya başlar.
- Aşık dünyayı, maşukasının aynası sanır: Aşığın gördüğü her şeyde ve her yerde sevgilisini görmesi anlamına gelir. Aşık, sevdiği kişiyi o kadar çok düşünür ve sever ki, dünyanın her köşesinde, her nesnede ve her durumda sevgilisinin yansımasını görür (maşuk: aşkla sevilen kişi).
- Aşık ile aşık atılmaz: Aşkın ciddi ve derin bir duygu olduğunu, aşık olan birinin duygularıyla oynanmayacağını vurgular ve aşkın ciddiyetini anlatır (aşık atmak: Hayvanın aşık kemiğiyle oyun oynamak veya mecazi olarak rekabete ya da yarışa girişmek anlamlarına gelir).
- Aşık ile delinin farkı, biri gülmez biri ağlamaz imiş: Kendini aşka kaptıran kişi akıl dışı davranışlarıyla deliye benzer; ancak tek farkla ayrılır: deliler hiç ağlamaz, aşık da hiç gülmez.
- Aşık nişanı, sevgili kuşamı sever: Aşık olan kişinin sevgilisinden gelen her türlü işareti ve hatırayı sevdiğini, sevgilinin ise güzel giyinip süslenmeyi sevdiğini ifade eder (?).
- Aşık olan geda olur: Aşık olan kişinin aşkı uğruna her şeyden vazgeçebileceğini ve bu yolda maddi manevi fedakarlıklar yapabileceğini veya dünyadan yüz çevirebileceğini ifade eder (geda: yoksul, fakir).
- Aşık olan kördür: Aşık olan kişi sevdiğinden başkasına değer vermez, sevdiğinden başkasını gözü görmez.
- Aşık ona çoksa, sana dilber mi bulunmaz?: Bir kişiye aşık olanların sayısının fazla olması durumunda, o kişinin seveceği başka güzellerin bulunamayacağı anlamına gelmediğini ifade eder.
- Aşık ona derler ki karda gezip izini belli etmeye: Yürekten seven insan sevgilisine ulaşmaya çalışırken kendini dile düşürmez.
- Aşık sazla, maşuk nazla müteselli olur: Aşığı avutan, acılarını biraz olsun unutturan saz, yani müziktir. Sevilen kişi ise aşığına naz yaparak avunur.
- Aşıkla mülk ortaklık kabul etmez: Bir mülkün birden fazla sahibi olduğunda, ortaklar arasında mülkün paylaşılması sorunlar çıkarır. Benzer şekilde aynı kişiyi seven aşıklar arasında da sevilen kişi paylaşılamaz.
- Aşığa Bağdat uzak değil (ırak gelmez, sorulmaz)*: Bir şeyi elde etmek için vazgeçilmez tutkular içinde olan kişi, bu uğurda her türlü güçlüğe katlanmayı göze alır.
- Aşığa "Niçin ağlarsın?" demişler, "Gülmemek için" demiş: Aşık olan kişinin duygularının yoğunluğunu ve karmaşıklığını ifade eder. Aşkın insanı hem mutlu eden hem de hüzünlendiren karmaşık bir duygu olduğunu anlatır.
- Aşığa öğüt faydasız: Aşık olan kişinin duygusal durumunun, mantıklı tavsiyeleri veya öğütleri kabul etmesini zorlaştırdığını ifade eder. Aşkın insanın düşünce ve karar verme süreçlerini nasıl etkileyebileceğini vurgular.
- Aşığa rüsvalık kendi belasıdır: Aşıklar, sevdikleri uğruna toplumda hor görülecek durumlara düşerler.
- Aşığa sevda abes değil: Aşık olan kişinin sevda ve aşk konusunda garip veya alışılmadık davranışlar sergilemesinin normal olduğunu ifade eder. Aşk, kişiyi duygusal olarak etkiler ve bu yüzden aşık olan kişi, alışılmışın dışında hareket edebilir veya farklı davranışlar sergileyebilir.
- Aşığa, ya sabır, ya sefer gerektir: Kişi aşkın acılarına ya sabrederek ya da bulunduğu yerden uzaklaştıracak bir yolculuğa çıkarak katlanabilir.
- Aşığı sevdadan geçirmeye say, deryayı kurutmaya say gibidir: Birine gerçekten sevdalanan birini bu sevdasından vazgeçirmeye çalışmak denizi kurutmak gibi imkânsız bir işle uğraşmak gibidir.
- Aşığın (aşkın) gözü kördür (kör olur): Aşık kişi, çevresindekilerin uyarılarına aldırış etmez; sevgilisindeki belirgin kusurları bile görmez olur.
- Çok naz âşık usandırır*: Başka şeylerde olduğu gibi nazlanmada da aşırı gidilmemelidir ve karşı taraf bıktırılmamalıdır: A kuzum çok nazdan âşık usanır / Vefasız sevdadan gönül bulanır. (Emrah)
- Çerçi kızı boncuğa aşıktır*: Bir kimse öteden beri görüp bildiği şeylere ve konulara ilgi duyar.
- Dağların dumanı gider, amma sevdalı başın dumanı gitmez: Dağların zirvelerindeki dumanın zamanla kaybolacağını, ancak bir aşığın yüreğindeki sevdanın ve tutkunun asla geçmeyeceğini ifade eder. Gerçek aşkın kalıcı ve ölümsüz olduğunu vurgular.
- Dertli söyleğen olur, aşık dinleğen olur: Dertli insan çare için durmadan derdini anlatırken birine sevdalanan kişi ise daha çok sessiz ve içine kapanık olur.
- El aşığı arsız sanır, aşık eli gözsüz sanır: Aşık olan kişi, duygularının yoğunluğundan dolayı bazen garip veya alışılmadık davranışlar sergileyebilir ve bu davranışlar çevresi tarafından yadırganabilir. Aynı zamanda, aşık olan kişi sevdiği kişiyi her şeyin merkezine koyar ve etrafındaki diğer insanları pek dikkate almaz, bu nedenle dışarıdan gelen eleştiriler veya tepkiler karşısında daha az çekingen olabilir.
- Eşek küle, bülbül güle aşıktır: Kaba ve cahil kimseler, kendileri gibi kişileri beğenirler; kibar ve nazik kişiler de, kendilerine uygun kimseleri seçerler.
- Gönüle kötek olmaz, aşığa edep: Birinin kalbini zorlamak veya etkilemek mümkün olmadığı gibi, aşık olan kişinin davranışlarının ve duygularının sınırları aşabileceğini veya beklenmedik şekillerde ortaya çıkabileceğini anlatır (?).
- Hamama gider kurnaya, düğüne gider zurnaya aşık olur: Akılsız veya dikkatsiz kişilerin hatalı tercihler yaptıklarını ve önemsiz veya anlamsız şeylere ilgi gösterdiklerini ifade eder
- Naz maşukun, niyaz aşığın kârıdır: Naz sevilenin ve çoğunlukla kızların, yalvarıp yakarma da sevenin genellikle de erkeklerin işidir, bunun tersi düşünülemez: Güzellin huyu cilvedir nazdır aşığın sanatı ise niyazdır. (Ciziri)
Ayrıca bakınız: Sevmek ile ilgili atasözleri ve deyimler
Soru ve Yorumlar: 1
Soru/Yorum Formu