Akraba nedir ne demektir? Akraba ile ilgili deyimler atasözleri ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Bir soy ağacı üzerinde gösterilen akrabalık bağları
Akrabalık
  1. Kan bağıyla birbirlerine bağlı olan kimseler: Düğünlerde, bayramlarda akrabalar mutlaka bellenirdi. Amcalara, dayılara, teyzelere gidilir, akraba bağları kopmazdı, devam ederdi. (İ. Köken)
  2. Birinin evliliği yoluyla aralarında yakınlık oluşan kimseler (evliliğin tarafları), hısım: Erkek ve kız tarafları yeni akrabalar kazanmanın sevinci içindeydi. (O. Şekerci)
  3. Aralarındaki benzerlik dolayısıyla aynı gruptan sayılan şeyler: Akraba diller, aynı anadilden değişerek çıkmıştır.


Akraba ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "akraba" kelimesi geçen deyimler, birleşik fiil ve kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Akraba evliliği: Türlü evlilik bağlarıyla akraba olan kimselerin, özellikle yeğenlerin yaptığı evlilik.
  • Akraba çıkmak: Yakınlıkları hakkında konuşurken akraba olduklarını anlamak: Ordan burdan konuşurken akraba çıktık. (A. Püsküllüoğlu)
  • Akraba olmak: Bir evlenme nedeniyle karşılıklı akraba durumuna gelmek: Biz onlardan kız aldık kız verdik, gelinimiz var damadımız var, akraba olduk biz onlarla iç içe yaşadık... (U. Sunata)
  • Dış kapının mandalı:
    1. Uzak akraba: Cem dış kapının dış mandalıydı. (M. Aklanoğlu)
    2. Önemsiz, değersiz: Ev ahalisi onu kendi haline bırakmıştı. Dış kapının mandalıydı. (M. Kesmez)
  • Kan çekmek:
    1. Herhangi bir yönüyle yakınlarına benzemek: Babanızın veliahdı olmanız da boşuna değildir. Hiç kuşkusuz kan çeker, gün gelecek dört yaşındaki karındaşınızda büyük bir devlet adamı olacaktır. (H. Bayraktar)
    2. Birinde aynı kandan olan insanların yakınlığını duymak: Hani derler ya, kan çeker imiş, gönül akar imiş!
    3. Akrabalar birbirlerine yakınlık duymak: Gelmeyecektim ama yine kan çekti. (E. Serbes)
  • Süt çekmek: Bir özelliği anne tarafı akrabalarına benzemek: Bu kadar mı süt çeker, aynı dayısı.


Akraba ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde veya anlamında "akraba" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Akraba gelmeye gelmeye yad olur, yad gele gele akraba: Akrabalar uzun süre görüşmediği zaman araya soğukluk girer. Birbirleriyle sürekli görüşen, samimi olan kimseler ise birbirlerini zamanla akraba gibi hissederler (yad: yabancı).
  • Akraba idik akrep olduk biz bize, ayrı düştük bakmaz olduk yüz yüze: İnsan akrabasıyla ters düşüp ondan uzaklaşabilir.
  • Akraba ile ye iç, yad el ile konuş: İnsan akrabası ile oturup kalkmalı, ama sırlarını dostlarıyla paylaşmalıdır.
  • Akraba olsa da düşman, yabancıdan ehven: Akrabanın kötüsü yine de yabancıdan iyidir.
  • Akrabanın akrabaya ettiğini akrep etmez (Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini)*:
    1. İnsana zararın çoğu kez akrabadan ve yakınlardan geleceğini anlatır.
    2. Bir kişiyi akrabası iyi tanıdığı için, kötülük yapacağı zaman da, onun zayıf noktalarını bilir.
    3. İnsana akrabasından gelen bir kötülük bir yabancıdan gelen kötülükten daha ağır gelir.
  • Akrabaya taş atan onmaz: Yakınlarının kötülüğünü isteyenin işleri rast gitmez.
  • Akrabayla ye iç, alışveriş etme*: Alışveriş, kimi durumlarda akrabalar arasındaki iyi ilişkileri bozabilir. Bu yüzden mümkün olduğunca akraba arasında alışverişten kaçınılmalıdır.
  • Adamın gözünü akrabalar çıkarır: İnsan bazen akrabalarından gördüğü zararı hiç kimseden görmez.
  • Ağaç yaprağıyla gürler (güzeldir)*: İnsanlar ancak, akrabaları, yakınları ve yandaşlarıyla birlikteyken değerli ve güçlüdür.
  • Amcam/Emmim dayım, hepsinden aldım payım: Kimseden kimseye fayda yoktur. Bazen insana, yakın akrabaları bile yardımcı olmaktan kaçınırlar.
  • Bizim gelin bizden kaçar, tutar ellere başını açar*: Bize yabancı duran yakınımız, dostumuz, akrabamız başkalarına rahatça, içtenlikle yardım eder.
  • Dayı ile dağ dolan, amca ile bağ dolanma: Genellikle dayının akrabalık açısından daha yakın bulunduğunu anlatır.
  • Dayım adam olmadıktan sonra, ha şehirli olmuş ha köylü: Kişi destek görmediği akrabalarına karşı yakınlık duymaz.
  • Elti eltiden kaçar, görümceler bayrak açar: Eltiler arasındaki anlaşmazlıklara en çok sevinen görümcelerdir.
  • Elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz: Elti eltiyle hiç bir zaman geçinemediği gibi, arpa unundan da yemek yapılmaz.
  • Emmim dayım kesem, elimi soksam yesem: Kişinin kendi maddi imkanları tüm akrabalarından daha çok güven verir.
  • Faydasız hısımdan, faydalı hasım yeğdir: Bazı durumlarda kişi, düşmanını, yakın akrabalarına tercih edebilir. Bazen kişiye akrabasının zararı dokunabileceği gibi, düşmanından da fayda görebilir.
  • Görümce, yüzünü görmeyim ölünce: İnsana kocasının kardeşi, kendi kardeşi gibi yakın olamaz.
  • Gözünü kim oydu? Hısım oydu. Onun için mi derin oydu?: İnsana akrabadan gelen zarar, uzaktan gelen zarardan daha ağırdır.
  • Hanımın hısmı gelince oklavalar tıkır tıkır, beyin hısmı gelince takır takır: Bazı kadınlar kendi tarafından gelen akrabalarını en iyi şekilde ağırlar, ama kocasının akrabalarına aynı özveriyi göstermezler.
  • Hayırlı komşu, hayırsız akrabadan iyidir: İnsanın komşusu iyi olursa çoğu akrabasından görmediği iyiliği ondan görür.
  • Hısım hısımın ne öldüğünü ister, ne onduğunu*: İnsan kendi kanından olan kimselerin bir zarara uğramasını istemez, fakat kendisinden iyi duruma gelmesini de çekemez.
  • İki kardeş bir evde geçinememiş, yedi bacanak bir çavdar sapının gölgesinde geçinmiş: Kardeşler aynı evde geçim sağlayamazken, uzak akrabalar çok iyi geçinebilirler.
  • Malda koyun, insanda kayın sevilir: Bir mal olarak koyunun; insanlar arasında ise kayın ilişkilerinin değerli ve sevilen şeyler olduğunu belirtir. Koyunun ekonomik değeri ve kayınların akrabalar içinde önemli bir yerinin olduğu vurgulanır.
  • Odunlar baltadan dava edecek olmuşlar, sapı bizden diye vazgeçmişler: Aralarında akrabalık olan veya aynı görüşleri paylaşan kişiler içlerinden birinin hatasını görse bile bunu görmemezlikten gelirler.
  • Oğlan dayıya, kız halaya çeker*: Oğlan çocuğunun yüzü de, huyu da dayısına, kız çocuğununki de halasına benzer.
  • Ortak/Kuma gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş: İki evli erkeklerin eşleri anlaşabilirler, fakat kardeş eşleri anlaşamazlar; çünkü araya kıskançlık girer.
  • Teyze, ana yarısıdır*: İnsanın annesinden sonra annelik edebilecek tek kişi teyzesidir. Teyze, bir kimseye annesi gibi sevgi, şefkat gösterir, onunla yakından ilgilenir.
  • Yakın (sadık) dost uzak akrabadan iyidir (Hayırlı komşu hayırsız hısımdan yeğdir)*: İlgi ve iyiliklerini görmekte olduğumuz komşu ve dostlarımız, hiç bir ilgisini görmediğimiz hısımlarımızdan bize daha yakındır.