Akrabalık |
- Kan bağıyla birbirlerine bağlı olan kimseler: Düğünlerde, bayramlarda akrabalar mutlaka bellenirdi. Amcalara, dayılara, teyzelere gidilir, akraba bağları kopmazdı, devam ederdi. (İ. Köken)
- Birinin evliliği yoluyla aralarında yakınlık oluşan kimseler (evliliğin tarafları), hısım: Erkek ve kız tarafları yeni akrabalar kazanmanın sevinci içindeydi. (O. Şekerci)
- Aralarındaki benzerlik dolayısıyla aynı gruptan sayılan şeyler: Akraba diller, aynı anadilden değişerek çıkmıştır.
Akraba ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "akraba" kelimesi geçen deyimler, birleşik fiil ve kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Akraba evliliği: Türlü evlilik bağlarıyla akraba olan kimselerin, özellikle yeğenlerin yaptığı evlilik.
- Akraba çıkmak: Yakınlıkları hakkında konuşurken akraba olduklarını anlamak: Ordan burdan konuşurken akraba çıktık. (A. Püsküllüoğlu)
- Akraba olmak: Bir evlenme nedeniyle karşılıklı akraba durumuna gelmek: Biz onlardan kız aldık kız verdik, gelinimiz var damadımız var, akraba olduk biz onlarla iç içe yaşadık... (U. Sunata)
- Dış kapının mandalı:
- Uzak akraba: Cem dış kapının dış mandalıydı. (M. Aklanoğlu)
- Önemsiz, değersiz: Ev ahalisi onu kendi haline bırakmıştı. Dış kapının mandalıydı. (M. Kesmez)
- Kan çekmek:
- Herhangi bir yönüyle yakınlarına benzemek: Babanızın veliahdı olmanız da boşuna değildir. Hiç kuşkusuz kan çeker, gün gelecek dört yaşındaki karındaşınızda büyük bir devlet adamı olacaktır. (H. Bayraktar)
- Birinde aynı kandan olan insanların yakınlığını duymak: Hani derler ya, kan çeker imiş, gönül akar imiş!
- Akrabalar birbirlerine yakınlık duymak: Gelmeyecektim ama yine kan çekti. (E. Serbes)
- Süt çekmek: Bir özelliği anne tarafı akrabalarına benzemek: Bu kadar mı süt çeker, aynı dayısı.
Akraba ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde veya anlamında "akraba" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Akraba gelmeye gelmeye yad olur, yad gele gele akraba: Akrabalar uzun süre görüşmediği zaman araya soğukluk girer. Birbirleriyle sürekli görüşen, samimi olan kimseler ise birbirlerini zamanla akraba gibi hissederler (yad: yabancı).
- Akraba idik akrep olduk biz bize, ayrı düştük bakmaz olduk yüz yüze: İnsan akrabasıyla ters düşüp ondan uzaklaşabilir.
- Akraba ile ye iç, yad el ile konuş: İnsan akrabası ile oturup kalkmalı, ama sırlarını dostlarıyla paylaşmalıdır.
- Akraba olsa da düşman, yabancıdan ehven: Akrabanın kötüsü yine de yabancıdan iyidir.
- Akrabanın akrabaya ettiğini akrep etmez (Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini)*:
- İnsana zararın çoğu kez akrabadan ve yakınlardan geleceğini anlatır.
- Bir kişiyi akrabası iyi tanıdığı için, kötülük yapacağı zaman da, onun zayıf noktalarını bilir.
- İnsana akrabasından gelen bir kötülük bir yabancıdan gelen kötülükten daha ağır gelir.
- Akrabaya taş atan onmaz: Yakınlarının kötülüğünü isteyenin işleri rast gitmez.
- Akrabayla ye iç, alışveriş etme*: Alışveriş, kimi durumlarda akrabalar arasındaki iyi ilişkileri bozabilir. Bu yüzden mümkün olduğunca akraba arasında alışverişten kaçınılmalıdır.
- Adamın gözünü akrabalar çıkarır: İnsan bazen akrabalarından gördüğü zararı hiç kimseden görmez.
- Ağaç yaprağıyla gürler (güzeldir)*: İnsanlar ancak, akrabaları, yakınları ve yandaşlarıyla birlikteyken değerli ve güçlüdür.
- Amcam/Emmim dayım, hepsinden aldım payım: Kimseden kimseye fayda yoktur. Bazen insana, yakın akrabaları bile yardımcı olmaktan kaçınırlar.
- Bizim gelin bizden kaçar, tutar ellere başını açar*: Bize yabancı duran yakınımız, dostumuz, akrabamız başkalarına rahatça, içtenlikle yardım eder.
- Dayı ile dağ dolan, amca ile bağ dolanma: Genellikle dayının akrabalık açısından daha yakın bulunduğunu anlatır.
- Dayım adam olmadıktan sonra, ha şehirli olmuş ha köylü: Kişi destek görmediği akrabalarına karşı yakınlık duymaz.
- Elti eltiden kaçar, görümceler bayrak açar: Eltiler arasındaki anlaşmazlıklara en çok sevinen görümcelerdir.
- Elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz: Elti eltiyle hiç bir zaman geçinemediği gibi, arpa unundan da yemek yapılmaz.
- Emmim dayım kesem, elimi soksam yesem: Kişinin kendi maddi imkanları tüm akrabalarından daha çok güven verir.
- Faydasız hısımdan, faydalı hasım yeğdir: Bazı durumlarda kişi, düşmanını, yakın akrabalarına tercih edebilir. Bazen kişiye akrabasının zararı dokunabileceği gibi, düşmanından da fayda görebilir.
- Görümce, yüzünü görmeyim ölünce: İnsana kocasının kardeşi, kendi kardeşi gibi yakın olamaz.
- Gözünü kim oydu? Hısım oydu. Onun için mi derin oydu?: İnsana akrabadan gelen zarar, uzaktan gelen zarardan daha ağırdır.
- Hanımın hısmı gelince oklavalar tıkır tıkır, beyin hısmı gelince takır takır: Bazı kadınlar kendi tarafından gelen akrabalarını en iyi şekilde ağırlar, ama kocasının akrabalarına aynı özveriyi göstermezler.
- Hayırlı komşu, hayırsız akrabadan iyidir: İnsanın komşusu iyi olursa çoğu akrabasından görmediği iyiliği ondan görür.
- Hısım hısımın ne öldüğünü ister, ne onduğunu*: İnsan kendi kanından olan kimselerin bir zarara uğramasını istemez, fakat kendisinden iyi duruma gelmesini de çekemez.
- İki kardeş bir evde geçinememiş, yedi bacanak bir çavdar sapının gölgesinde geçinmiş: Kardeşler aynı evde geçim sağlayamazken, uzak akrabalar çok iyi geçinebilirler.
- Malda koyun, insanda kayın sevilir: Bir mal olarak koyunun; insanlar arasında ise kayın ilişkilerinin değerli ve sevilen şeyler olduğunu belirtir. Koyunun ekonomik değeri ve kayınların akrabalar içinde önemli bir yerinin olduğu vurgulanır.
- Odunlar baltadan dava edecek olmuşlar, sapı bizden diye vazgeçmişler: Aralarında akrabalık olan veya aynı görüşleri paylaşan kişiler içlerinden birinin hatasını görse bile bunu görmemezlikten gelirler.
- Oğlan dayıya, kız halaya çeker*: Oğlan çocuğunun yüzü de, huyu da dayısına, kız çocuğununki de halasına benzer.
- Ortak/Kuma gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş: İki evli erkeklerin eşleri anlaşabilirler, fakat kardeş eşleri anlaşamazlar; çünkü araya kıskançlık girer.
- Teyze, ana yarısıdır*: İnsanın annesinden sonra annelik edebilecek tek kişi teyzesidir. Teyze, bir kimseye annesi gibi sevgi, şefkat gösterir, onunla yakından ilgilenir.
- Yakın (sadık) dost uzak akrabadan iyidir (Hayırlı komşu hayırsız hısımdan yeğdir)*: İlgi ve iyiliklerini görmekte olduğumuz komşu ve dostlarımız, hiç bir ilgisini görmediğimiz hısımlarımızdan bize daha yakındır.
Soru/Yorum Formu