Yağmur nedir ne demektir? Yağmur ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Gök gürültülü yağmurlu hava
Yağmur
  1. Havadaki buharın su damlaları durumunda yere düşmesi, eskilerin diliyle rahmet: Bir şifalı Nisan yağmuru lazım, / Kıpkızıl olmuş yanık yüreğe (A. D. Dedeoğlu). Rüzgârları rahmetinin önünde bir müjdeci olarak gönderen (de) O'dur (Allah'tır). (Araf Suresinden)
  2. Atılan şeylerin çokça olması ya da çokça gelmesi: Bir yandan güneş, bir yandan kurşun yağmuru, bir yandan susuzluk... (K. Tahir)
  3. (mecazi) Herhangi bir şeyin üst üste ve çokça gelmesi: Hediye yağmuru.


Yağmur ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "yağmur" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
( atasözlerine geç )

  • Yağmur almak: (Bir yer) Yağmura maruz kalacak durumda olmak: Burası denize açık olduğundan bol yağmur alır. (S. Kahyaoğlu)
  • Yağmur boşanmak (bastırmak): Birdenbire çok yağmur yağmak: Şimşeklerin ardından yağmur boşandı. Gök sıkıntısını attı. Bulutun suyu tükendi. Ardından güneş açtı. (O. Şahin)
  • Yağmur düşmek: (Bir yere) Yağmur yağmak: Eylül ortalarında ovaya ilk yağmur düştü. Hafta geçmeden ikinci yağmur düştü. (N. Cumalı)
  • Yağmur olsa, kimsenin tarlasına düşmez (yağmaz): (deyiminin anlamı) Yapabileceği halde kimseye iyilik etmeye eli varmaz: "(...) ama yine de tohumluk buğdayı teslim etmez. Çünkü mal canlısıdır, üstelik cimridir. Bu adam yağmur olsa kimsenin tarlasına yağmaz, iyi biliyorum" diye düşünüyordu.
  • Yağmur yağarken küpünü doldurmak: Kazanç fırsatı varken yararlanarak para ya da mal edinmek: Yağmur yağarken küpünü doldurmayan susuz kalır.
  • Yağmur yağmak: Su damlaları bulutlardan yere düşmek: İstanbul'a yağmur yağıyordu. / Kubbeleri ıslanıyordu camilerin. / Eyüp Sultan ıslanıyordu. / Mahmut Hüdai'ye çıkıyordu bir nine. / Ve benim gözlerim doluyordu. / İstanbul'a yağmur yağıyordu. (Y. Asal)
  • Yağmur yemek: Yağmurda iyice ıslanmak, sırılsıklam olmak: Öyle bir yağmur yedik ki, değil deri kesenin içine, derimizin altına bile geçti. (Y. Kemal)
  • Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak: Güç bir durumdan kurtulayım derken daha kötüsüne uğramak: Halk yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş, özgürlüğe kavuşmak isterken eli sopalı kölelerin kulluğuna düşmüş oldu. (Platon)
  • Bardaktan boşanırcasına yağmak: Yağmur çok şiddetli yağmak: Korkunç bir şimşek çaktı. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. (B. Fırat)
  • Gök delinmek: Birdenbire çok fazla miktarda ve hızlı yağmur yağmak: Bir kaç dakika sonra adeta gök delindi ve yağmur bardaktan boşanırcasına yağmaya başladı. (H. Erdem)
  • Hava bozmak: Havada yağmur ya da fırtına belirtileri görülmek: O gün hava bozdu. Önce esinti, rüzgâr derken bir fırtına koptu açık denizde. (M. Yüceyılmaz)
  • Hava bulanmak: Yağmur yağacak duruma gelmek: Hava bulandı, gök gürledi ve yağmur yağdı. (C. Okuyucu)
  • Havanın gözü yaşlı: Neredeyse yağmur yağacak: Havanın gözü yaşarınca çeneleri açılan şemsiye bazargâhları ortalığa yayılarak kimi şemsiyesiz görürlerse onun kulağı dibinde bağırmak suretiyle iş görürler. (Ş. Aktaş)
  • (birini veya bir şeyi) Kurşun yağmuruna tutmak: Çok sayıda ve sürekli kurşun atmak: Bir kurşun yağmuruna tuttular, canını dar attı içeriye, o zaman anladık, işlerin şekli değişmişti. (R. Özdenören)
  • Nisan yağmuru gibi: Ansızın geliveren ve kısa süren olaylar için kullanılır: İlham da bir nisan yağmuru gibi istiridyenin üzerine düşer ve orada mana incileri oluşur. (E. Çapraz)
  • Yüzüne tükürseler yağmur yağıyor sanır: Çok arsız ve onursuz: Bizimkinde ise tık yok, yüzüne tükürseler yağmur yağıyor diyecek neredeyse. (V. Zat)


Yağmur ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "yağmur" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Yağmur diner su durulur: İnsanlar kendilerini olduğundan daha üstün göstermek için çaba sarf ederler. Ama bir süre sonra eski haline dönmek zorunda kalırlar.
  • Yağmur rahmet, kar berekettir: Yağmurun yaşam kaynağı olduğu ve bitkilerin büyümesine yardımcı olduğu, karın ise toprağa su bırakıp bereket sağlaması anlamına gelir. Doğadaki her yağış, insanlara ve tarıma fayda sağlayarak, bereket ve rahmet getirir; bu nedenle her ikisi de kıymetlidir.
  • Yağmur yağarsa, gelinin gözü yaşlı olur: Her kızın rüyası evleneceği düğün günüdür. Hiç bir gelin bu günde bir aksilik çıkmasından hoşlanmaz, büyük üzüntü duyar.
  • Yağmur yağarsa ineği sat, öküz al; yağmur yağmazsa öküzü sat, deve al: İhtiyaçlara göre hareket etmenin önemini vurgular. İnsan, kullanmadığı veya ihtiyaç duymadığı malı elinde tutmamalı, onu satarak yerine işine yarayacak bir mal almalıdır.
  • Yağmur yağarsa, saçak altından gidilir: Zor ve sıkıntılı zamanlarda insanlar kendilerini korumak için güvenli yollar ararlar. Tehlike karşısında tedbir almak, akıllıca davranmanın bir göstergesidir.
  • Yağmur yağarsa tarladakinden, yağmur yağmazsa ambardakinden kazanır: Tarımsal üretimin doğal koşullara bağlı olduğunu ifade eder. Yağışın tarım ürünlerinin verimini artıracağına işaret ederken, yağış olmadığında eldeki gıda stoklarının değerini vurgular. Her iki duruma hazırlıklı olunması gerektiğini ve her iki durumda da kazançlı çıkılabileceğini anlatır.
  • Yağmur yağdıracak bulut uzaktan bellidir: Bir şeyin olacağını ya da bir durumu önceden tahmin etmenin mümkün olduğunu ifade eder. Gelecekteki olaylar, genellikle belirli işaretler veya belirtiler aracılığıyla anlaşılabilir.
  • Yağmur yağıp durmaz, çocuk doğup durmaz: Hayatın sürekli bir akış içinde olduğunu, olayların ve durumların devam ettiğini ifade eder. İnsanlar, zorluklara rağmen yaşamlarına devam eder ve yeni nesiller her zaman dünyaya gelir.
  • Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi halini bilse hoş değil mi?*: (atasözünün anlamı) Kişinin davranışları, kendi durumuna uygun olmalı; insan karşısındakilere olduğundan başka türlü görünmemeli.
  • Yağmur yağsa yaş görmez (değmez), dolu (kavga) olsa taş görmez (değmez): Öyle güvenli durumu var ki hiçbir tehlike ona zarar vermez.
  • Yağmur yağsın da varsın kerpiççi ağlasın*: Zarar görecek olanlar bulunsa bile çoğunluğun yararlanacağı şeyin olması dilenir.
  • Yağmur yel ile, düğün el ile: Rüzgarsız yağmur nasıl etkili olmazsa, davetsiz düğününde bir anlamı olmaz. Düğünün şenliği kalabalığıdır.
  • Yağmurda düşmanın koyunu, dostun atı satılsın: Her ortam, çıkarlarımıza uygun olan ya da olmayan durumlar meydana getirir, niyet ve dileklerimiz de buna göre değişir.
  • Yağmurdan kaçan doluya tutulur: Küçük bir zorluk karşısında birazcık çaba göstermekten kaçınan kişi bu ihmalkarlığı yüzünden daha büyük sorunlarla karşılayabilir.
  • Yağmurlu günde tavuk suyu neylesin: Bir insana yapılacak en iyi yardım, zamanında yapılandır. İnsanların çoğu bu önceliği bilmediği için yaptıkları da işe yaramaz.
  • Yağmurlu havada su veren çok olur: Herkeste bol bol olan ve bolluğundan dolayı değeri azalan şeyi kimse kimseden esirgemez.
  • Yağmurluca yazın olsun, dumanlıca kışın olsun (Kışın dumanlı, yazın yağmurlu olsun): Kışın devamlı soba yakıp her tarafın duman olacak kadar soğuk ve karlı geçmesini, yazın da havanın bol yağmurlu olmasının arzu edildiğini ifade eder (?).
  • Yağmursuz ekin olmaz:
    1. Susuz hiçbir canlı yaşamaz; sulanmayan bitkilerde kurur ve ölürler.
    2. Başarıya ulaşmak için gerekli olan koşullar yerine getirilmelidir. Emek ve gayret olmadan istenilen sonuca ulaşmak mümkün değildir.
  • Yağmuru yel azdırır: Yağmurla birlikte esen rüzgâr, yağmurun şiddetini artırır, zararlı hâle gelebilir.
  • Yağmurun arkası güneştir: Kötü ve sıkıntılı zamanların ardından mutluluk ve refahın geleceğini ifade eder. Bu atasözü, zor dönemlerin geçici olduğunu ve sonunda daha iyi, daha parlak günlerin geleceğini hatırlatarak umut ve sabır aşılar.
  • Abanın kadri yağmurda bilinir*: Bir şeyin gerçek değeri ancak çok gerekli olduğu zaman anlaşılır.
  • Altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz*: Üstün değerler taşıyan bir kişi ya da nesne, hangi koşullar altında bulunursa bulunsun, değerini iyi niteliğini yitirmez.
  • Amelsiz âlim, yağmursuz bulut gibidir: Bilgisini hayata geçirmeyen insan, fayda sağlamayan bir bulut gibidir. Sadece bilgi sahibi olmak yetmez, o bilgiyi doğru bir şekilde kullanmak gerekir.
  • Arsızın yüzüne tükürmüşler, "yağmur yağıyor" demiş*: Arsız ne kadar ağır hakaret görse aldırış etmez, pişkinliğe verir.
  • Bahtsızın bağına yağmur, ya taş yağar ya dolu*: Talihsiz kişinin bütün işleri ters gider.
  • Bostancı yağmur ister, kiremitçi kurak: İnsanların istekleri birbirinden farklıdır. Herkes menfaatine uygun olan şeyleri ister.
  • Bulut ağlamadan çimen gülmez: Susuz kalan otlar sararır ve kurur. Bu nedenle yağmur bitkiler için çok önemlidir.
  • Bulutsuz yağmur yağmaz: Her olayın bir sebebi vardır ve bir sonuç görmek için o sonuca yol açan durumların gerçekleşmesi gerekir. Sebep olmadan sonuç beklemek anlamsızdır.
  • Cemre yağışıysa yıl yağışlı, hasat bereketli olur: Beklenmeyen yağmurlar çiftçiyi sevindirir, ürünün verimini artırır.
  • Çamura düşenin yağmurdan pervası olmaz: Başından büyük dertler geçmiş kişiler küçük olaylar karşısında etkilenmezler.
  • Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hak*: İnsanların isteklerinin çatışmasından endişe etmenin yersiz olduğunu, Allah (c.c.)'ın düzenleyiciliğiyle herkesin hoşnut kılınacağını anlatır.
  • Geç gelen bulutta yağmur çok olur: Sabırla beklenen şeylerin sonunda bolca ve bereketli şekilde geleceğini ifade eder. Gecikmenin ardından elde edilen sonuç, genellikle beklemeye değecek kadar büyük olur.
  • Geçmiş yağmura kepenek alıp, çapınma: Geçmişte yaşanan olaylar için önlem almaya ya da endişelenmeye gerek olmadığını ifade eder. Geçmişteki olaylara müdahale edilemeyeceği için, onların peşine düşmek yerine geleceğe odaklanmak gerekir (kepenek: Çobanların omuzlarına aldıkları dikişsiz, kolsuz, keçeden üstlük; çapınmak: Yapmaya çalışmak, davranmak, hızlı hareket etmek).
  • Gök ağlamayınca, yer gülmez: Yağmur yağmaz, kuraklık olursa, ürünler yetişmez ve kıtlık tehlikesi baş gösterir.
  • Gök gürlemeden yağmur yağmaz: Belirtiler ve uyarılar olmadan büyük olaylar veya değişiklikler gerçekleşmez. Her önemli olayın öncesinde bir işaret veya hazırlık dönemi olur.
  • Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi: Büyüklerden gelen şeyleri küçükler geri çeviremezler: Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi? Hükümettir bu! On iki gün dedi mi, tastamam on iki gün çalıştırır... (F. Baykurt)
  • Havanın bulutu, çiftçiyi güldürür: Bulut yağmur habercisi olduğundan, çiftçiler topraklan için buna sevinirler.
  • Her gördüğün buluttan yağmur yağmaz: Her umut verici görünen durumun olumlu sonuçlanmayacağını anlatır. Dışarıdan iyi gibi görünen şeylerin her zaman istenilen sonucu getirmeyebileceğini ifade eder.
  • Hıdrellez yağmurunun damlası altın olur: Hıdrellez zamanında yağan yağmurun bereket getireceğine ve bu yağmurun çok değerli olduğuna inanıldığını ifade eder. Bu inanç, Hıdrellez’in doğanın canlandığı bahar mevsimiyle ilişkilendirilmesiyle bağlantılıdır.
  • Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz*: Daha önce bir zarara uğramış kimse, kendisine aynı zararı verecek şeyden korkmaz, onun farkına bile varmaz.
  • Kar yağdı izler örtüldü, yağmurlar yağdı yarıklar ӧrtüldü: Her mevsimin yaşam için gerekli bir takım özellikleri mutlaka bulunur.
  • Kara kışta karlar, martta yağmaz, nisanda durmazsa değme çiftçinin keyfine*: Kışın kar yağar, martta yağış olmaz, nisanda da çok yağmur yağarsa o yıl bol ürün alınır; çiftçinin yüzü güler.
  • Kırk yıl yağmur yağsa, mermere geçmez: Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, bazı sert ve inatçı kişilerin veya durumların değişmeyeceğini ifade eder. Sabit fikirli ve dirençli kimseler, üzerlerine gelen etkilerden kolay kolay etkilenmezler.
  • Kış güneşine, yaz yağmuruna güvenme: Kış aylarında çıkan güneş ısıtıcı ve kalıcı olmaz; yaz yağmurları da bunun gibi geçicidir, güvenilmemelidir.
  • Kışın gözü yaşlıdır: Kış aylarında kar ve yağmur daha çok yağar.
  • Lodosun gözü yaşlıdır: Lodos estiğinde genellikle yağmur yağar.
  • Mart kuruluk, nisan yağmurluk*: Mart ayının kuru geçmesi, nisanın ise yağmurları çiftçinin yararınadır.
  • Mart yağar, nisan övünür; nisan yağar, insan övünür*: Martta yağmur yağar, nisan kurak geçerse nisan ayında ekinler yine gelişmeye başlar. Ama en iyisi, çiftçinin yüzünü güldüren yağmurun nisanda yağmasıdır.
  • Mart yağmuru gümüş, nisan yağmuru altındır*: Mart ayında yağan yağmur kıymetlidir ama nisan ayında yağan yağmur daha da kıymetlidir.
  • Martla mayıs arasında yağmur yağarsa öv sabanı yağmazsa sat sabanı: Martla mayıs arasında yağan yağmurlar ürünün verimini artırır, çünkü toprağın suya en çok ihtiyacı olduğu dönemdir.
  • Martla nisan ağlarsa, rençper güler: Mart ve nisan ayında yağan yağmurlar çiftçileri sevindirir.
  • Martta tezek kuruya, nisanda seller yürüye*: Çiftçi martın yağışsız, nisanın bol yağmurlu olmasını diler.
  • Martta yağmasın, nisanda dinmesin: Martta yağmur yağması ekine çok zarar getirir, nisanda yağarsa çiftçinin yüzü güler.
  • Martta yağmaz, nisanda dinmezse sabanlar altın olur*: Çiftçinin yüzünü güldüren kışın karı, martın kurağı, nisanın yağmurudur.
  • Mısıra "yağmur geliyor" demişler, "çapan birlik mi?" demiş*: Mısır bol su ister ama çapalanmazsa sudan gereği gibi yararlanılmaz.
  • Nisan yağar sap olur, mayıs yağar çeç olur*: Nisan yağmurları ekinlerin boy atmasına, mayıs yağmurları başakların dolgunlaşmasına yarar.
  • Nisan yağmuru; altın araba, gümüş tekerlek*: Nisan yağmurları bereketi artırır, çiftçiyi zengin eder.
  • Nisan yağmuru ambara yağar: Nisan ayının yağmurları ürünün verimini artırır.
  • Nisan yağmursuz, Mayıs gülsüz olmaz: Belirli doğal olayların veya süreçlerin birbirini takip ettiğini ve her şeyin zamanında ve uygun koşullarda gerçekleştiğini anlatır.
  • Nisanın yağmuru, mayısın şebnemi: Tabiatta meydana gelen iklim değişiklikleri zamanında olursa yararlı ve güzeldir.
  • Onmadık yılın yağmuru harman vakti yağar*: Zamanında olumlu olabilecek şeyler zamansız gerçekleşirse zarar verir (onmadık: Bereketsiz).
  • Orman yağmurun yularıdır: Ormanlar, yağmurun oluşmasında ve suyun toplanmasında önemli bir rol oynar. Ormanlar, doğanın dengesi için hayati öneme sahiptir ve yağmurun verimli bir şekilde dağılmasını sağlar.
  • Rüzgarlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın uykusu*: Esintide kuytu yerler seçilir, yağmurlu havada da iyi uyunur.
  • Sağanaklı yağmur tez geçer:
    1. Büyük sorunlar veya zorluklar genellikle kısa sürede sona erer. Zor zamanların ardından daha iyi günlerin geleceği umudunu taşır.
    2. Olur olmaz her şeye sinirlenen kişilerin öfkesi fazla uzun sürmez.
  • Su akarken testiyi doldurmalı (yağmur yağarken küpleri)*: İnsan ele geçen fırsatları zamanında değerlendirmesini bilmeli.
  • Taş yağmurdan ıslanmaz: Zor şartlarda yetişmiş kişi ufak tefek felaketlerden fazla etkilenmez.
  • Tuğlacıya güneş, çiftçiye yağmur: Tuğla yapan birisi tuğla yapıp kurutabilmek için güneşli havaya, tarımla uğraşan bir çiftçi ise mahsulünü sulamak için yağmura ihtiyaç duyar. Bu atasözü, her meslek veya durum için farklı koşulların gerekli olduğunu ve herkesin kendi işine uygun koşulları arzuladığını vurgular.
  • Yağar amma yolcu havası: Yağmurun düşmesinin geçici ve yüzeysel olduğunu ifade eder. Bazen bir şeyin dışarıdan göründüğü gibi derin veya kalıcı olmadığını anlatmak için kullanılır.
  • Yalnız yapılan iş, yağmursuz gök gürültüsü: İş birliği ve dayanışmanın önemini vurgulayarak, birlikte yapılan çalışmaların daha sağlam ve kalıcı sonuçlar doğuracağını belirtir.
  • Yaz gününün yağışı, karı kocanın döğüşü (Yaz gününün yağışı iki sevgilinin döğüşüne benzer): Karı kocanın tartışmaları yaz yağmuru gibi gelip geçicidir. Yaz gününde ara sıra yağış olması nasıl yararlı olursa, evlilikte de ara sıra yapılan küçük kavgalar evliliğe tat katar.
  • Yaz yağmuru geçer, zarar etmez: Kısa süreli zorlukların kalıcı bir etki bırakmadığını ifade eder. Yaz yağmuru gibi geçici sorunlar, büyük bir zarar vermeden geçip gider.
  • Yaz yağmurudur geçer, geçer amma gömleğe: Yazın yağan yağmurlar ne kadar geçici olsa da yine de insanları ıslatır.
  • Yazın azıksız, kışın yağmurluksuz yola çıkma: Herhangi bir işe koyulmadan veya yolculuğa çıkmadan önce mevsimine göre gerekli hazırlıkları yapmanın önemini ifade eder. Yazın yiyeceksiz ve kışın yağmurluksuz yola çıkmak, zorluklarla karşılaşma riskini artırır.
  • Yılın eksiğini nisan getirir, nisanın eksiğini yıl getirmez: Yağmurun çok yağdığı nisan ayı bol yağışlı olursa o yıl ürün bol, az olursa ürün de az olur.
  • Zemheride kar/yağmur yağmadan kan/zehir yağması iyidir: Zemheride yağan yağmur veya kar, çiftçilerin işini engeller ve o yılın ürünü iyi olmaz.


Yağmur ile ilgili birleşik fiil ve kelimeler


  • Yağmur bombası: Havaya, özel kimyasal maddeler saçarak yağmur yağdıran düzenek.
  • Yağmur bulutu: Yağmur getiren kara bulutlar: Sonra şu yağmur bulutu, boşandı boşanacak. (E. Cansever)
  • Yağmur Denizi: (gökbilimi) Ay yüzeyinde ki düzlüklerden biri.
  • Yağmur duası: Kuraklık zamanlarında yağmur yağması için halkın topluca Allahü Teala'ya dua ederek yağmur istemesi: Bu sene kuraklık korkusu içinde bazı köyler halkı yağmur duasına çıkmışlar.
( 0 soru/yorum )