Kalbur nedir ne demektir? Kalbur ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Toprak sıvalı bir duvarda asılı olan bir kalbur
Kalbur

Kalbur, tahıl ve benzeri iri taneli maddeleri temizlemek, yabancı cisimlerden ayırmak veya sınıflandırmak amacıyla kullanılan, büyük delikli ya da seyrek telli özel bir elektir. Genellikle buğday, arpa gibi hububatların işlenmesinde tercih edilir. Kalbul, geleneksel tarım uygulamalarında önemli bir yere sahip olup, elenmesi gereken iri maddelerin ayrıştırılmasında pratik ve etkili bir araçtır.

Kalbur ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "kalbur" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Kalbur gibi: Deliklerle dolu olan, delik deşik: Kalbim bir kalbur gibi göz göz şimdi. (Hece)
  • Kalbura çevirmek: Delik deşik etmek: Ayrılığın özlemi kalplerimizi kalbura çevirmişti. (M. Buyrukçu)
  • Kalbura dönmek: Delik deşik olmak: Vücudu kılıç darbeleriyle delik-deşik olmuş, âdeta kalbura dönmüş.
  • Kalburaltı: Kalburdan geçirilen tahılın, kalburun altına dökülen toz, toprak ve ufak tanecikleri: Kalburaltı ve kusurlu bezelyenin fiyatı, buğdaygiller tanelerinden daha ucuz olduğu vakit... (Ankara Üni.)
  • Kalburdan geçirmek: Kalburla elemek: Arpanın taşını kalburdan geçirdi. Samanın tozunu çalkadı. (K. Tahir)
  • Kalburla su taşımak: Verimsiz, sonuçsuz bir işle uğraşmak: İstediğini elde edememişti. Adeta kalburla su taşımıştı. Çok işler görmüştü ama, karşılığını alamamıştı.
  • Kalburüstü: Seçkin sivrilmiş: Bu topluluğun kalburüstü kişilerinden biridir kendisi.
  • Kalburüstüne gelmek (Kalburüstünde kalmak/olmak): Benzerleri arasında sivrilip öne çıkmış olmak, seçkin duruma gelmek: Enderunlu Vâsıf ve Fâzıl ile Vehbi, Süruri bir de İzzet Molla bunların kalburüstüne gelenlerindendiler (M. Z. Pakalın). Unutmayın sizler kalburüstünde kalanlarsınız, çok elenenler oldu bu yolculukta... (M. Karnas)
  • (birinin) Düğününde kalburla (elekle) su taşımak:
    1. Birinin mutluluğunu paylaşarak düğününde ona canla başla hizmet etmek: "Atlatalım şu vartayı yapacağım senin düğününü, kalburla su taşıyacağım düğününde!" (E. Işınsu)
    2. Bir kimsenin en sıkışık, telaşlı gününde en güç işlere koşarak ona yardımcı olmak: "Sana da çok zahmet oluyor. Bilmem bu hakkını nasıl ödeyeceğim? Düğününde elekle su taşırım ne yapalım." (Ü. Deniz)
  • Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde: Genellikle bir masal veya hikayeye başlarken "çok zaman önce" anlamında kullanılan bir tekerleme: Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde çok uzak diyarlarda, etrafı masmavi denizlerle çevrili, ışıl ışıl bir ülke varmış. (E. Özsoy)

Kalbur ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "kalbur" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • Kalbur ile su taşınmaz: Yetersiz veya işe uygun olmayan araçlarla yapılan işlerden sonuç alınamayacağını ifade eder. Başarı, ancak doğru yöntem ve uygun araçlarla mümkündür.
  • Kalbur kadar evin, deliği kadar derdi vardır: Ev büyüdükçe sıkıntısı artar. Oysa küçük bir evin geçimini sağlamak, ihtiyaçlarını karşılamak daha kolaydır.
  • Ayağını zamana uydur, kalburunu samana: Gelişmelere ve yeniliklere ayak uyduramayanlar her şeyde en geride kalırlar.
  • Ayı inine sığmamış, bir de kuyruğuna kalbur bağlamış: Zaten zor durumda olan bir kişinin, işleri daha da zorlaştıracak ek sorunlar veya yükler edinmesini ifade eder.
  • Deveye kalburla su vermezler: Her işin kendine uygun bir yöntemle yapılması gerektiğini ifade eder. Uygunsuz araçlarla yapılan işler sonuç vermez, sadece emeğin boşa gitmesine neden olur.

Ayrıca bkz.: Elek ile ilgili atasözleri ve deyimler