Üç |
Üç ile ilgili birleşik kelimeler ve anlamları
- Üç adım atlama:
- Koşarak, hızla tek ayak üzerinde sıçrayıp aynı ayak üzerine düştükten sonra; hareketsiz bacakla bir adım atarak yine bu bacakla üçüncü sıçramayı yapma kuralına bağlı olarak vücudu yerden koparıp üç sıçramayla uzağa gitme.
- Üç adımda en uzağa atlamak amacıyla yarışılan atletizm dalı.
- Üç aylar: Kamer takviminde Müslümanlarca kutsal olduklarına inanılan Recep, Şaban ve Ramazan aylarının üçüne birden verilen ad.
- Üç birlik kuralı: Fransız klasisizmince, tragedyalarda uyulması zorunlu olan üç kural:
- Zaman birliği (oyundaki olayın 24 saat içinde geçmesi).
- Yer birliği (olayın aynı yerde geçmesi).
- Konu birliği (oyunun tek bir konuyu işlemesi).
- Üç değerli: Birleşme değeri üç olan (element, kök).
- Üç dikenli balık: Dikenlibalıkgillerden, 20 cm boyunda, birinci sırt yüzgeci yerinde üç diken bulunan, tatlı ve tuzlu sularda yaşayan yeşil renkli bir balık.
- Üç fazlı:
- Aralarında üç faz oluşturan maddeler bütünü için kullanılır.
- Aralarında 1/3 devirlik faz farkı bulunan (alternatif akım), trifaze.
- Üç gün sıtması: Sıtma türleri içinde kurtulması en güç olan ve nöbetleri gün aşırı gelen sıtma.
- Üç kavuştaklı: Fransız koşuğunda birinci, dördüncü ve sekizinci dizeleri aynı olan sekizer heceli sekiz dizeden oluşan bir koşuk biçimi, üç nakaratlı.
- Üç köşe teşkil: Piyade tüfeğiyle ilk başta alınan nişan noktasının bozularak, tüfeğin sabit tutulup aynı nişan noktasının üç yeni nişan alınarak oluşturulan üçgenin içine düşürülmesi biçiminde bir tür nişan eğitimi.
- Üç kutuplu bölünme: Kromatik merkezden uzaklaşan üç iğin bulunduğu anormal mitoz.
- Üç nokta: Birtakım bölümler, örnekler sayıldıktan sonra bitmemiş cümlelerin sonuna, alıntılarda atlanılan yerleri göstermek için ya da adı gizlenmek istenen bir kimsenin, şeyin yerine konulan ve yan yana üç noktadan oluşan noktalama işareti.
Üç ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "üç" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Üç aşağı beş yukarı: (deyiminin anlamı) Yaklaşık olarak, az bir farkla: Ne de olsa üç aşağı beş yukarı aynı yaşlardayız (M. Işık). Hikâye üç aşağı, beş yukarı hep aynıydı. (B. Aksun)
- Üç aşağı beş yukarı dolaşmak: Kararsızlık içinde, düşünerek, bir karara varmaya çalışarak dolaşmak: O vakte kadar, bu yeni hülyanın teferruatını da muhakeme ederek, büyük caddede üç aşağı beş yukarı dolaştı. (P. Safa)
- Üç beş: Az bir miktar, az sayıda, bir kaç: Kazandığımız üç beş kuruşla günü kurtarmaya çalışırdık (A. Bayram). "Hayırdır, sevaptır. Üç beş de olsa himmetinizi gösterin!" diyerek rica minnet esnaftan aldıkları... (A. Girgin)
- Üç buçuk atmak: (argo) İstenmeyen durum gerçekleşecek diye korkup durmak: Gidiyorum ama yüreğim de üç buçuk atıyor. Ya çıkarsa karşıma bir eşkıya? (M. Buyrukçu)
- Üç maymunu oynamak: Gördüğü ve duyduğu bir olay hakkında görmemiş, duymamış gibi davranmak ve bu konuda konuşmamak: Mazlumların çığlığını duyan yoktu, koca dünya üç maymunu oynuyordu.
- Üç gün yatak, dördüncü gün toprak: Kolay ölüm dilemek için kullanılır: Çok dindar bir kadındı. "Allah'ım, üç gün yatak, dördüncü gün toprak!" diye sürekli dua ederdi. İstediği gerçekleşti. Pazartesi hastalandı ve cuma günü öldü. (M. E. Kavallı)
- Üç günlük (dünya, ömür): Ömrün kısalığını anlatan söz: Üç günlük dünya hayatına, üç kuruşluk dünya malına hayatı satma! (Muhammed Hüseyin r.a.)
- (İş) Üç nalla bir ata kaldı: (bir at sahibi olmak isteyen yoksul birinin sadece bir nal bulmasından yola çıkarak) Gerçekleştirilecek bir işle ilgili olarak elde edilen olanağın önemsizliğini ve işin gerçekleşmesi için daha önemli diğer şeylere gereksinme bulunduğunu alay yollu anlatır: Eh, ihtilâlin yemini de, eski örgütlerden hazır sayılırdı... Parolası da bulundu mu, gerisi üç nalla bir ata kalıyordu... (Ö. Öymen)
- Üç otuzunda (otuzluk): Çok yaşlı: "Seni duyan da üç otuzunda sanır..." "Hayat beni çok yordu be Selçuk. Kendimi üç otuzunda hissediyorum yalan değil." (E. Atasü). ... topal eşekle kervana katılan, üç otuzluk bir de Lütfü Bey'imiz vardır ki... (M. Seyda)
- Üçe beşe bakmamak: Alışverişte bir mal üzerinde fazla pazarlık etmemek: Yusuf Ağa da üçe beşe bakmadı, başlık verildi. Anlı şanlı bir düğünden sonra gelin getirildi eve. (Varlık)
Üç ile ilgili atasözü
İçinde "üç" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Üç göç, bir yangın yerini tutar: (atasözünün anlamı) Üç kez taşınma sonunda eşya, kırıla döküle yangından kurtarılmışa benzer.
Soru/Yorum Formu