Porselen tabak - Tabağın içine aldığı miktar, bir tabak dolusu: Bir tabak pilav daha istiyorum.
Deri tabaklayan usta, tabak
Tabak ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "tabak (I ve III)" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Tabak gibi: Dümdüz ve açık (yer): Alçak tepelerin gerisinden, karşıdaki o evler, orman, tabak gibi görünüyordu. (C. Dağcı)
- Tabak yapmak: İçinde yiyeceklerin olduğu bir tabak hazırlamak: Kendine domates, salatalık, biber ve peynirden oluşan bir tabak yaptı. (S. Küçük)
- Tabakhaneye b*k mu yetiştiriyorsun?: (Deri tabaklanmasında kullanılan dışkıların sıcakken kullanılabilmesinden dolayı tabakhanelere yakın yerlere kurulan köpek çiftliklerinden hızlıca tabakhanelere dışkı yetiştirilmesine atıfla) "İşin bu denli acele ve önemli mi?" anlamında kullanılan bir söz: Arkasından, "Nereye koşturuyorsun böyle oğlum, tabakhaneye b*k mu yetiştiriyorsun?" diye seslenmiş, bir de kahkaha patlatmıştı. (A. Yılmaz)
Tabak ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "tabak (III)" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Tabak sevdiği deriyi yerden yere (taştan taşa) çalar*: Birinin, yakınına gösterdiği sert davranış onun iyiliği içindir.
- Tabak mısın, it b*kuna muhtaçsın: En değersiz nesnenin ya da hiç beğenilmeyen kişinin bile işe yaradığı durumlar vardır.
- Tabağa sorarsan dünyada fena koku olmaz*: Kötü işlerle uğraşan kimse, kötü iş diye bir şey tanımaz.
- Esnaftan dışarı tabak, bostandan dışarı kabak (?): Tabakhane esnafının diğer esnaflardan ve şehirden uzak tutulmasının, şehre kötü kokuların yayılmasını engellemeye yönelik bir önlem olduğunu ifade eder. Aynı şekilde, bostanın ortasına ekilen kabak bitkisi de hızla yayılarak tarımı zorlaştırdığı için bu duruma benzetilerek, her şeyin yerli yerinde olması gerektiği vurgulanır.
Soru/Yorum Gönder