Saç |
Saç ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde saç kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Saç ağartmak: (deyiminin anlamı) → Saç sakal ağartmak.
- Saç saça baş başa gelmek (dövüşmek): Kadınlar, birbirlerini kıyasıya hırpalayacak biçimde kapışmak: "Sorma Hocam, karımla baldızım saç saça, baş başa dövüşüyorlar." der. (Y. Ölmez)
- (bir işte) Saç sakal ağartmak: O işte uzun zaman çalışmış, emek vermiş olmak; uzun zaman o işin çilesini çekmek: Kırk senedir düşman karşısında saç sakal ağartan Mahmut Ağa, çok güvendiği genç kumandanını yine biraz tecrübesiz buluyordu. (Ö. Seyfettin)
- Saç sakal birbirine karışmak: Saçı sakalı uzamak, bakımsız görünmek: Hemen gidip bulduk. Saç sakal birbirine karışmış, gerçek bir "adem baba" ile karşılaştık. Rahmetlinin hayata küstüğü dönemmiş... (C. Çoban)
- Saçı başı ağarmak: Yaşlanmak: Adam çok yaşlanmış, saçı başı ağarmış, ölümün alâmetlerini üzerinde taşıyor, ama bir türlü dünyadan kopamıyor. (İ. Sarı)
- Saçı başı birbirine karışmak: Bakımsız olmak: Gözlerinin çevresi morarmış, yanakları çökmüş, saçı başı birbirine karışmış, sakalları uzamış mutsuz bir çehreyle karşılaşıp irkildi. (F. Erdoğan)
- Saçı bitmedik (yetim): Doğalı çok olmamış (bebek): Efendiler; biz, saçı bitmedik yetimler, elbisesi olmayan dul kadınlar, askerde ölerek han-ı manları sönenlerin vekiliyiz. (Meclis-i Mebusan)
- Saçı (saçları) değirmende ağartmamak: Deneyimli olmak: Evlat, biz bu saçları değirmende ağartmadık! Bu yolda çok emek harcadık! (M. Atalar)
- Saçı sakalı akar gibi: Üstü başı perişan bir durumda: "Hani saçı sakalı akar gibi bir adam geliyor buraya, o işte" demiş. (Türk Dili)
- Saçı topuklarını (dizlerini) dövmek: Saçı çok uzun olmak: Fakat sizin saçlarınız neden öyle kısa kalmış... Benim kızımın saçı dizlerini döver... (R. N. Güntekin)
- Saçı uzun aklı kısa: Eskiden akıl yönünden kadınların erkeklerden aşağı olduklarını belirtmek için kullanılmış olan gereksiz bir söz.
- Saçına ak düşmek: Saçı ağarmaya başlamak: Saçına ak düşmeye başlamış olan kırklı yaşlarda biriydi.
- Saçına başına (yaşına başına) bakmadan: İlerlemiş yaşına yakışmayacak biçimde: Saçına başına bakmadan yüksek sesle müzik dinliyordu.
- Saçına (Sakalına) kar yağmak: Sakalı aklaşmaya başlamak: Yüzü çizgi çizgi gamdı. Rengi hayli solmuştu. Gözleri ağlamaklı bakıyordu. Sakalına kar yağmıştı, bembeyazdı (A. E. Kavaklı). Senin saçına kar yağmaya başlamış; benim ağzımda dişlerim oynamaya...
- Saçından başından utan!: Yaşına yakışmayacak şekilde davrananlara ihtar ve kınama sözü olarak söylenir: Saçından, başından da mı utanmıyorsun?! Boyunla beraber çocukların var!.. (O. Kemal)
- Saçını başını yolmak: Çok üzülmek, üzüntüsünden dövünmek: Koydukları tabutun önünde ağlıyor, saçını başını yoluyordu. (Mesnevi'den Seçmeler)
- Saçını süpürge etmek: Özveriyle çalışıp çevresindekilere hizmet etmek: Saçını süpürge etti bizlere, / Arkasına sardı gitti işlere. / Bir yerin ağrısa canını vere / Yazar, yanı körpe kuzulu anam... (P. Beyaz)
- Saçının teline dokundurmamak: Birine en ufak bir kötü muamele yapılmasına izin vermemek: Hayırsız oğlan bu kızın saçının teline dokunursa, vebali bizim boynumuzadır. (C. Tan)
- Saçları iki türlü olmak: Yaşı ilerlemiş bulunmak: Avurtları çökmüş, saçları iki türlü bir adam, çöplükte bir şeyler bulmaya uğraşıyordu. (R. Enis)
- Arapsaçı gibi: Karmakarışık: Salonun manevi havasını kafasının içinde tahlil ve tefsir etmek için uğraşıyor, fakat düşünceleri arapsaçı gibi birbirine karışıyordu. (H. E. Adıvar)
- İşler arapsaçına dönmek: İşler çok karmaşık bir hâl almak: Soruşturma derinleştikçe işler arapsaçına döner. (H. Kunter)
Saç ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde saç sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Saç sefadan, tırnak cefadan uzar*: (atasözünün anlamı) Halkın kanısına göre, insanın saçının uzaması keyifli oluşunun, tırnağının uzaması da derdinin belirtisidir.
- Saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün*: İnsanın çok geçmeden görüp anlayacağı kendi durumunu başkalarından sorup öğrenmesine gerek yoktur.
- Ağaçsız köy saçsız kadına benzer: Saç kadını nasıl güzel ve çekici gösteriyorsa ağaç da bir köyü bir yerleşim yerini en güzel gösteren unsurdur.
- Alma uzun saçlının ahını, gökten indirir şahini: Erkek kadınına fazla sert davranmamalı, onu aldatmaya kalkmamalıdır. Aksi halde erkeğin başına çok büyük dertler açabilir.
- Bağın (tarlanın) taşlısı, karının saçlısı (kaşlısı)*: Kadının saçlı olanı ile tarlanın taşlı olanı makbuldür.
- Evde kendi başını bağlamayan, düğünde gelin saçı bağlar (Kendi başını bağlamayan, gelin başı bağlayacak): Kendi ihtiyaçlarını zor karşılayan birinden, başkalarına yardım etmesi beklenemez.
- Kefilin ya saçı, ya sakalı: Tanımadığı kişilere kefil olanlar mutlaka bir şeylerini kaybederler.
- Kel dostuna "Ya benim gibi ol, ya saçını yol" demiş: Biriyle arkadaşlık eden kişi onunla her konuda uyum içinde olmaya çalışır.
- Kel kız ablasının saçıyla övünür: Kendi başarısı veya özelliği olmayan birinin, başkalarının başarıları veya özellikleriyle övünmesini anlatır.
- Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur*: Yitirdiğimizde, önemsiz şeyler bile gözümüzde değer kazanır.
- Tarlanın taşlısı, kızın saçlısı, öküzün başlısı* (Kızın uzun saçlısı, tarlanın ufak taşlısı, öküzün başlısı makbuldür): Tarlanın taşlı olanı ve diğer her şeyin nasıl yararlı ve iyi olanı tercih edilirse toplumumuzda da saçı uzun olan genç kızın da becerikli ve iyi huylu olduğu kabul edilir.
- Yangını körükleyen saçından tutuşur: Sakinlikle atlatılabilecek bir tehlikeyi, kışkırtıp daha tehlikeli hale getiren, en büyük zararı kendisi görür.
Soru ve Yorumlar: 2
Soru/Yorum Formu