![]() |
Pabuç |
- Ayakkabı.
- Koncu olmayan ayakkabı.
- Bir sütunun, bir dikmenin taban bölümü.
- Masa, sandalye vb. mobilyaların ayaklarına takılan madensel ya da plastik eklenti.
- Genellikle durdurma görevi yapan bir parçaya giydirilmiş lastik, balata vb. eklenti: Fren pabucu.
Pabuç ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde pabuç kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Pabuç ağızlı: İleri geri, kötü konuşan, her şeye cevap veren.
- Pabuç bırakmamak: Yılmayıp yapacağından vazgeçmemek, korkmamak: "Dik durdu, eğilmedi". Bunlardan korkmadı, taviz vermedi, tehdit ve blöflerine pabuç bırakmadı. (M. Hazan)
- Pabuç eskitmek (paralamak): Bir işin arkasından çok koşuşturmuş olmak: Amma, okumuş yazmış ve tarih köprüsünden geçe geçe pabuç eskitmiş bu vatanperver kadın... (S. Ayverdi)
- Pabuç kadar dili var: Terbiyesizce bir ağız kalabalığıyla (özellikle büyüklere) karşılık verenler için kullanılır: "Kızın da kazık kadar olmuş, ama pabuç kadar dili var! Kız kısmı bu kadar konuşmaz!" (A. Portakal)
- Pabuç pahalı:
- Birinin uğraşmaya kalkıştığı kimsenin, kendinden güçlü çıkması durumunda söylenir: Baktı, pabuç pahalı, işi şakaya vurdu.
- "Durum tehlikeli, işin sonunda zararlı çıkmak var" anlamında kullanılır: Fakat pabuç pahalı idi. Meydana çıkan postu deldiriyordu. (A. E. Kavaklı)
- (birinin) Pabuçlarını çevirmek: Dolayısıyla kovmak: Üç ay doldu mu, pabuçlarını çevirir, kor kapının önüne seni... Tazminat ödememek için bu da bir patron oyunu, senin anlayacağın... (R. Enis)
- Pabuçsuz kaçmak: Bir yerden pabucunu giymeye vakit bulamayacak kadar telâşla uzaklaşmak: "Deli sarhoştan korkar derler amma yalanmış; diye söylenirmiş, Alimallah deli sarhoşu pabuçsuz kaçırıyor.." (Ş. Kutlu)
- Pabuçtan aşağı: Hor, aşağılık.
- Pabucu dama atılmak: Kendinden üstün bir başkasının çıkması üzerine değer ve saygıdan düşmek: Kardeşi doğduktan sonra pabucu dama atılmıştı.
- Pabucuna kum dolmak: İşleri ters gitmek, önüne engel çıkmak: Hastalık.. Parasızlık.. Tatsızlanmasıyla antrenörün pabucuna kum kaçmış. (N. Muallimoğlu)
- Pabucuna taş kaçmak: Ortaya çıkan durum karşısında tedirgin olmak, rahatını bozacak bir hadise zuhur etmek: Alâettin Efendi'nin pabucuna taş girmişti. İçine bir efiltidir düştü. Koçak Hasan gerçekten gelir de halasına yapılanları öğrenirse bu kendisi için "fatiha" demekti. (B. Eliçin)
- Pabucunu dama atmak: Kendinden üstün birini gözden düşürmek: Zaten yeni oyuncaklar her zaman eskilerin pabucunu dama atar. (E. Serbes)
- Pabucunu eline vermek: Dolaylı olarak kovmak: O gün onun da pabucunu eline verip vezir babasının konağına göndermişler, billûr köşkün kapısı kapanmış. (E. C. Güney)
- Pabucunu ters giydirmek: Güç bir duruma sokarak telaşla kaçırmak: Buna teşebbüs edenlere pabucunu ters giydirir. (A. S. Özbaşar)
- (birinin) Ayağına pabuç olamamak: Değerce birinden çok aşağıda olmak: Bayram'ın ayağına pabuç bile olamaz o Deli Haceli! Meymenetsiz herif!.. (F. Baykurt). Senin bahsettiğin adam, onun ayağına pabuç bile olamaz. (N. Muallimoğlu)
- Ayağının pabucunu başına giymek: Dengi olmayan değersiz bir kimseyi onurlandırmak ya da layık olmadığı başkaca üstün bir duruma getirmek.
- (biri ötekinin) Ayağının pabucu olamamak: Değeri karşılaştırıldığı kimseden çok aşağı olmak, değerce ondan çok aşağı olmak.
- Dili pabuç kadar (olmak): Saygısızca ve gönül kırıcı bir şekilde konuşan: "Sen yüz veriyorsun şu kızına. Maşallah, dili pabuç kadar!" (G. Öztürk)
- (kuru) Gürültüye pabuç bırakmamak: Sözde korkutmalara aldırış etmeyip kafasına koyduğunu yapmak: Çökük Rıza, böyle kuru gürültüye pabuç bırakır adamlardan değildi. (K. Tahir)
- İki ayağını bir pabuca sokmak: Birini bir işi hemen yapması için çok sıkıştırmak: "Yarın sabah görüşsek daha iyi. İki ayağını bir pabuca sokmayalım şimdi..." (M. Atilla)
- Sağlam pabuç (ayakkabı) değil: Bir kimsenin güvenilmez olduğunu belirten bir söz: Adam da öyle sağlam pabuç değildi. Belalı tiplerden biriydi. (S. Gedik)
- Şeytana pabucunu ters giydirmek: Çok kurnaz olmak: İngilizler, şeytana pabucunu ters giydirir derler. (M. Işık)
Pabuç ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "pabuç" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz*: O işini bilir, davranışlarına hiçbir şey engel olamaz: "Canım erkek kısmı komşum, ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz." (Füruzan). Kız, ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz kurnazlardan. Şehzadenin bütün sorduklarına allem eder, kallem eder, oyalayıcı cevaplar verir...
- Babayla oğlanın pabucu bir olunca, evde kavga eksik olmaz*: Ortak mal, babayla oğul arasında bile anlaşmazlık çıkarabilir.
- Bağını dolaşan pabuç parası kazanır: İşine özen gösteren ve emek veren kişinin, emeğinin karşılığını alacağını ifade eder.
- Bak şu beyin gidişine, pabucunun çamuru omuzundan aşar: Bazı kişilerin gösterişli veya abartılı hareketlerle kendilerini olduğundan daha önemli göstermeye çalıştığını ifade eder. Gösteriş meraklısı ve kendini büyük gören insanların davranışlarını eleştirir (?).
- Dünya bol olmuş neye yarar, pabuç dar olduktan sonra: Rahatlık, özgürlük, bolluk bulunan yer, bunlardan yararlanma olanağı bulunmayan kişiler için bir değer taşımaz.
- Hüner erbabı pabuçlukta kalmaz: Yetenekli ve becerikli insanların hak ettikleri yerlere geleceklerini ifade eder. Gerçek ustalar ve işinin ehli kişiler, değersiz veya alt seviyede kalmaz, eninde sonunda yükselir.
- İtten çok pabuç aşıran olmaz, (ama) yine yalınayak gezer: Hırsızlık yapan kimseler o kadar çalarlar ederler, gene de sefalet içinden yaşarlar
- Kadın şeytana pabucunu ters giydirir: Kadın, istediği zaman en açıkgöz erkeği bile kolayca kandırabilir.
- Kadın şeytana pabuç diker: Kurnaz, akıllı kadının yapamayacağı şey yoktur.
- Maharetsiz hırsız, pabucunu kapı eşiğinde bırakır: Yeteneksiz kişi yaptığı işi eline yüzüne bulaştırır, başarılı olamaz.
- Suyu görmeyince pabuç çıkarma: Bir durumun gerçekleşeceği kesinleşmeden hazırlık yapmamak gerektiğini ifade eder. Gereksiz risk almamak ve acele kararlar vermemek önemlidir.
Soru ve Yorumlar: 1
Soru/Yorum Gönder