oğlan:
- Erkek çocuk: "Müjde! İşte bir oğlan çocuğu!" dedi. (Yusuf Suresinden)
- Yetişkin erkek, delikanlı: Aslında yiğit oğlandı Kadir. (D. Ceyhun)
- (tarih) Savaşta alınan erkek tutsakların bir bölümü. Bir dönem, tımar sahiplerinin savaş zamanı birlikte götürdükleri savaşçılardan her biri anlamına gelirdi.
- (tarih) Selçuklularda aylıklı asker.
oğul:
Baba ve oğul |
- Erkek evlat: Senin oğlan herhalde, sana çok benziyor. (M. Öz)
- Kraliçe denilen bir dişi arıya uyup kovandan çıkan arı topluluğu: Oğul arısı.
- Yaşlı kimselerin erkek genç kimseler için kullandığı hitap sözü: Yapma oğul helak etme kendini. (M. Orçan)
- Değer bildirmek için söylenen sözlerin anlamını pekiştirmekte "... oğlu ..." biçiminde kullanılır: Deli oğlu deli.
Oğlan/Oğul ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "oğlan ve oğul" kelimeleri geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Oğul balı:
- Oğul arılarının ilk yaptığı, beyaz bal: Oğul balı tatlı olur (Atasözü).
- (mecazi) Evladın ana babayı çok sevindiren bir armağanı.
- (mecazi) Erkek evladın çocuğu, erkek evlattan edinilen torun: Oğlanın ki oğul balı, kızın ki bahçe gülü (Atasözü).
- Oğul verme (çıkarma): Bir bölüm arının kovandan ayrılıp kendilerine ayrı kovan tutmaya gitmeleri.
- Oğul vermek: Oğlan çocuğu doğurmak: Emmi müjde! Senin karı oğul verdi! (D. Poyraz)
- Babanın oğlu mu? (Babasının oğlu mu?): Bir kimseyle ilgilenmenin gereksizliğini anlatır: Televizyon yapımcıları babanın oğlu mu ki her dediklerine körü körüne inanıyorsun. (E. Sezer)
- Babasının oğlu: Her bakımdan babasına benzeyen evlat, hık demiş babasının burnundan düşmüş: Babasının oğlu derler ya, babam, dedemin oğlu olduğunu yaşama biçimiyle kanıtlamış. (İlgili cümle kaynağı: H. Bektaş)
- Babasız oğlan doğurmak: Bir işte aşırı zorluk, büyük güçlük çekilmesine rağmen başarılı olmak: Bir leğen hamur yoğurdum. / Konu komşuyu doyurdum. / Babasız oğlan doğurdum... (E. Kızıldağlı)
- Babasız oğlan doğurtmak: (argo) Bir şeyde zorluk çıkartmak: Adama babasız oğlan doğurtuyor. (A. Özerdem)
- Şamar oğlanına dönmek: Yerli yersiz suçlanıp azarlanmak: Onları herkesin içinde azarlar, rencide eder, adeta şamar oğlanına çevirir. (Ö. Atalay)
Oğlan/Oğul ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "oğlan ve oğul" sözcükleri geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Oğlan ağlar, derdi çörek: Çocuk bir şey istediği zaman ne olursa olsun isteğinin karşılanmasını ister. Aksi halde huysuzluk edip ana babaya üzüntü verir.
- Oğlan aldı (yedi) oyuna gitti, çoban aldı (yedi) koyuna gitti*: Birinin sorumluluğunda ve yönetiminde bulunan parayı, malı, fırsatı ele geçirenler rastgele harcayıp çarçur ederler.
- Oğlan anası, evin binası: "Ailenin adını sürdürecek çocuğu doğurduğu için oğlan anasının yeri başkadır" anlamında kullanılan bir söz.
- Oğlan anası kapı arkası, kız anası minder kabası*: Kimi gelinler kaynanalarını hiç istemez, kendi analarına büyük değer verirler.
- Oğlan atadan (babadan) öğrenir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi*: Erkek çocuk, konuk ağırlamayı babasından, kız çocuğu beceri isteyen şeyleri anasından öğrenir.
- Oğlan babadan görür sofra açar, kız anadan görür çeyiz serer: Erkek çocuk babasından para kazanmayı, ev geçindirmeyi öğrenir. Kız çocuğu ise anasından yemek pişirmek, dikiş dikmek gibi ev işlerini öğrenir.
- Oğlan babadan öğrenir sofra yazmayı, kız anadan öğrenir kapı gezmeyi: Erkek çocuk erkeğin evdeki görevlerini babadan, kız çocuğu da kadının görevlerini anadan öğrenir.
- Oğlan babaya kız anaya yar olur: Erkek çocuk babasına, kız çocuğu da annesine özenir ve düşkün olur.
- Oğlan dayıya, kız halaya çeker*: Oğlan çocuğunun yüzü de, huyu da dayısına, kız çocuğununki de halasına benzer.
- Oğlan derdi kız derdi, bahar derdi yaz derdi: Hayatın her devresinin ve her varlığın kendine göre sıkıntıları vardır.
- Oğlan doğur, kız doğur; hamurunu sen yoğur: Çocuk yetiştirirken onların eğitim ve terbiyesini ebeveynin şekillendirmesi gerektiğini ifade eder. Bir çocuğun nasıl bir birey olacağı, ailesinin ona verdiği değerler ve emekle ilgilidir.
- Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün*: Oğlan doğuran anne el üstünde tutulur, kız doğuran anne hor görülür.
- Oğlan doğurdum oydu beni, kız doğurdum soydu beni: Erkek çocuklarının bazen ebeveynlerine zahmetli, kız çocuklarının ise maddi açıdan daha fazla yük getirdiğini ifade eder. Erkek çocukları sık sık sorun çıkarırken, kız çocukları daha çok harcama ve masraf gerektirir.
- Oğlan evlenince bey oldum sanır: Oğlan ergenlik çağına girip evlendiği zaman kendinde daha bir büyüklük ve olgunluk hisseder.
- Oğlan işi iş olmaz, oğlak boynuzu sap olmaz: Bir işin o işe uygun olmayan kişiler tarafından yapılamayacağını ve bir şeyin doğasına uygun olmayan kullanımlarının başarısızlıkla sonuçlanacağını ifade eder.
- Oğlan olduğu yere, gelin geldiği yere: Evlenen erkek kendi yaşadığı çevrenin geleneklerine bağlı kalırken, evlenen kız ise gelin gittiği yerin geleneklerine ve yaşayış tarzına uymak zorunda kalır.
- Oğlan olsun deli olsun, ekmek olsun kuru olsun: İnsanın bazen elindekiyle yetinmesi ve beklentilerini azaltması gerektiğini ifade eder. Sahip olmak, mükemmel olandan daha önemli görülür.
- Oğlan yetir, kız yetir; ağır yükü sen götür*: Çocuk büyütmek, evi yönetmek hep annenin görevi olduğundan anne olmak kolay iş değildir (yetirmek: Yetiştirmek).
- Oğlanı doğuran ana sevinmesin de ekmeğini yiyen sevinsin: Ana babalar yaşlandıklarında kendilerine daha iyi bakar diye oğlan çocuğunu çok isterler, ama bazen erkek evlat hayırsız çıkıp bu görevini yapmayabilir; sadece eşiyle ve ailesiyle ilgilenebilir.
- Oğlanın karası para kesesi, kızın karası can tasası: Erkek evlat hayırsız olursa çalışıp kazanmak yerine sürekli baba parasıyla geçinmek ister. Kız çocuğu da kötü çıkarsa yüz kızartıcı davranışlarıyla ana babasının başına dert açar.
- Oğlanın ki oğul balı, kızın ki bahçe gülü*: Torun, oğlandan olursa "oğul balı", kızdan olursa "bahçe gülü" diye sevilir.
- Oğlanın şaşkını, babasının zenginliğini metheder: Kişinin sadece babasının varlığına dayanarak kendi değerini veya başarısını belirlememesi gerektiğini vurgular. Bir kişinin kendi çabaları ve yetenekleriyle kendi kimliğini oluşturması ve başarılar elde etmesi önemlidir.
- Oğlum deli malı neylesin, oğlum akıllı malı neylesin (Akıllı oğlan neyler ata malını, akılsız oğlan neyler ata malını)*:
- Akıllı evlat kendisi çalışıp kazanır, miras kalacak mala gereksinme duymaz. Akılsız evlat ise kendi çalışıp kazanamadığı gibi miras kalacak malı da gereği gibi değerlendiremez, kısa sürede tüketir.
- Önemli olan mülk değil, onun kullanım biçimidir.
- Oğlum oldu gülüm oldu, everdim elin oldu: Ana baba erkek çocuk sahibi olduğuna ne kadar çok sevinse de evlenme çağı geldiği zaman baba evinden ayrılacağı için üzülürler.
- Oğlumu (Evladı) ben doğurdum ama gönlünü ben doğurmadım*: Bir kimse evladına emredip birçok şey yaptırır ancak onun gönlüne, seveceğine hükmedemez.
- Oğlun güder, karın sağarsa koyun olur: Ailede herkes kendi görevini yaparsa işler yolunda gider ve bereket artar.
- Oğlun oğul olunca tutar ata mülkünü, oğlun oğul olmayınca satar ata mülkünü: Erkek evlat akıllı olursa, babasından kalan malı çarçur etmez daha da büyütür, akılsız, tembel olursa babasından kalanı kısa sürede harcar bitirir.
- Oğlun varsa el ekmeği tattırma, kızın varsa el evinde yatırma (Kızın varsa el yatağında yatmasın, oğlun varsa el ekmeği tatmasın): Yetişkin kız çocuğu baba evinden başka hiçbir yerde gece yatıya kalmamalı. Aynı şekilde ana baba oğullarının ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamaya çalışmalı, başkalarına muhtaç etmemelidir.
- Oğluna güvenme, koluna güven: Her çocuk ana baba hakkının kıymetini bilmeyebilir. Bu yüzden kişi her şeyden önce kendi geleceğini garantiye almaya çalışmalıdır.
- Oğluna kız aramaktansa kızına oğul ara: Kız çocuğu evlenme çağını geçirdiği zaman ona koca bulmak çok zor olur. Erkek, yaşı ilerlese bile istediği zaman evlenecek birini bulur.
- Oğlunu dövmeyen kesesini döver, kızını dövmeyen dizini döver: İnsanın, çocuklarını büyürken gerekli terbiyeyi mutlaka bir şekilde vermeleri gerektiğini yoksa ileride pişman olacakları ve ebeveynlerini de üzebilecek şeyler yapabileceğini anlatır.
- Oğlunu seven hocaya, kızını seven kocaya verir: Oğlunu iyi yetiştirmek isteyenin onu eğitici birine, kızını korumak isteyenin ise ona iyi bakacak bir eşe emanet etmesi gerektiğini ifade eder. Çocukların geleceği, doğru kişilerle yönlendirilip korunmalarına bağlıdır.
- Oğul balı tatlı olur:
- Oğul arılarının ilk ürettikleri beyaz renkli oğul balının diğer ballara göre daha lezzetli ve kıymetli olduğunu ifade eder.
- Evlat veya torun sevgisinin tarifsiz bir mutluluk ve haz verdiğini anlatır.
- Oğula devlet gerek ise anaya ataya hürmet eyleye: Ana babasına nankörlük edenler başarılı ve saygın kimseler olamazlar.
- Ağaç yeşert meyve getirsin, oğlan büyüt ekmek getirsin*: Erkek evlat meyve veren ağaç gibidir, günü gelince evin geçim yükünü hafifletir.
- Akarsuya inanma, el oğluna dayanma*: Akışı ne kadar yavaş olursa olsun akarsuya girmek tehlikelidir, eloğluna güvenmek de doğru değildir, insanı zarara sokabilir.
- Akıllı babanın akılsız oğlu olur: Yetenekli, çalışkan kimseler işine gösterdiği ilgiyi çocuğuna da göstermezse, çocuk kendisi gibi olmayabilir.
- Akıllı düşününceye kadar, deli oğlunu (çocuğunu) everir*: Kendini akıllı sananlar çoğu kez akılsız diye tanınanlardan daha başarısız olur.
- Allah verince kimin oğlu, kimin kızı demez*: Kaderlerinde varsa günün birinde insanlar, başlangıçtakinden daha fazlasına sahip olabilirler.
- Ana bahtı kızına, baba ocağı oğula kalır: Bir annenin kızına bıraktığı miras, evlilik yaşamında ona örnek olmaktır; erkek çocuğa ise babasının sorumluluğu miras olarak kalır.
- Ana besler hurmayla, eloğlu karşılar yarmayla: Her anne, çocuğunu büyük bir şefkat ve özenle nazlı olarak yetiştirir. Çocuk topluma karışınca yaşamın ve çevresinin insafsızlıklarıyla ve zorluklarıyla karşılaşır.
- Anne, "Oğlum seni seviyorum" demiş; oğlu da "Anne ben de oğlumu seviyorum" demiş (Sen seversin oğlunu, o da sever oğlunu): Ana babasından gördüğü sevgi ve şefkatle büyüyen çocuk evlenip çocuk sahibi olduğunda aynı sevgi ve ilgiyi kendi çocuğuna gösterir.
- Ata dostu oğula mirastır*: Baba dostları, babamızdan bize kalan miras gibidirler, bizi kollarlar ve bize her türlü yardımı yaparlar.
- Ata (baba) oğul savaştı, ebleh ona inandı: Aile içindeki kavgalar ciddi ve kalıcı değildir. Fakat bazı akılsız kişiler dışardan bu durumu gördüklerinde olayı çok fazla abartırlar ve sürekli olduğunu sanırlar.
- Ateşin oğlu kül olur: Tehlikeli işlerle uğraşan kişinin yaptıklarından yakınları da zarar görür.
- Azrail gelince oğul uşak sormaz: Ölümün karşısında ayrıcalık yoktur.
- Baba (evlat, oğul) ekmeği zindan ekmeği, koca ekmeği meydan ekmeği*: Bir kadın için babasının veya çocuğunun evinde barınıp onların eline bakmak çok kötü bir durumdur; onun gönül ferahlığı ile yaşayacağı yer, kocasının evi, serbestçe harcayacağı para kocasının parasıdır.
- Baba himmet, oğul hizmet (Derviş şeyhine, "baba himmet" demiş, şeyhi de "oğul hizmet" demiş)*: Büyüklerin, kendilerine yardım ellerini uzatmalarını istemek için, küçüklerin görevlerini yerince yapmaları gerekir.
- Baba kırk oğlu beslemiş, kırk oğul bir babayı beslememiş*: Babalar, kaç tane olursa olsun çocuklarına bakar da çocuklar babalarına bakıp gereksinimlerini karşılamaz.
- Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır (Baba eder oğul öder)*: Babanın yaptığı kötü işin cezasını çocuk çeker (koruk: henüz olgunlaşmamış ham ve ekşi üzüm).
- Baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş*: Babalar çocukları için büyük özverilerde bulunurlar, ama çocuklar babaları için küçük bir özveride bulunmazlar.
- Baba oğlunun fenalığını istemez: Hiçbir baba oğlunun kötü yola düşmesini istemez.
- Baba yanar oğula, oğul dayanır oğula: Her insan yaşlandığı zaman çocuğunun kendisine destek olmasını, ilgi göstermesini bekler.
- Babanın (atanın) sanatı oğula mirastır*: Çocuk daha küçük yaşta ister istemez babasının sanatıyla ilgilenir ve giderek bu sanatı öğrenir. Büyüyünce kendisi de bu sanatla uğraşır.
- Babayla oğlanın pabucu bir olunca, evde kavga eksik olmaz*: Ortak mal, babayla oğul arasında bile anlaşmazlık çıkarabilir.
- Balın âlâsı (tazesi) oğlun tazesinden*:
- En güzel bal, taze oğul balıdır.
- Ana baba için en tatlı şey küçük çocuklarıdır.
- Ben hadımım diyorum, oğlun kızın var mı? diyor (Ben hadımım derim, o oğuldan uşaktan ne var der): Açıkça dile getirilen bir gerçeğin bile bazı kişiler tarafından anlaşılmadığını veya göz ardı edildiğini ifade eder. Bazen insanlar, karşılarındaki kişinin söylediklerini dikkate almadan kendi bildiklerini okumaya devam eder.
- Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur*: Çalıştığı halde hiçbir ilerleme gösteremeyen yeteneksiz kimseler için alay yollu söylenir.
- Bey oğlu kulluk, kul oğlu beylik: Kimsenin hayatındaki statünün kalıcı olmadığını ifade eder. Zengin ve soylu olanın düşebileceği, fakir ve sıradan olanın ise yükselebileceği anlatılır.
- Bir evde iki kız, biri çuvaldız biri biz, bir evde iki oğlan, biri devlet, biri mihnet: Çocukların ihtiyaçlarının ve taleplerinin aileye farklı yükler getirdiğini ifade eder. Kız çocukları süslenme ve giyimle, erkek çocukları ise sorumluluk ve sorunlarla ebeveynlerini zorlayabilir.
- Bir kız bir oğlanındır: Bir kadının bağlılık ve sadakat göstermesi gereken tek bir eşinin olması gerektiğini ifade eder. Toplumsal değerler açısından kadın ve erkek ilişkilerinde sadakatin önemine vurgu yapılır.
- Buğdayım var deme ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa ermeyince (düşmeyince)*: İnsan, sahiplik koşulları tam oluşmadıkça bir şeye "benimdir" diyemez. Evladının nasıl biri olduğunu da ancak yoksulluğa düşünce anlar.
- Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz*: Her şeyin bir değeri vardır; yapacağı iş, kullanılacağı yer ayrıdır. Başkasının çocuğu ise asla insanın kendi çocuğu gibi olamaz.
- Çifte gelmeyen öküz olsun, işe gitmeyen oğlun*: Herhangi bir biçimde yararlanılabilecek bir malın olması iyidir, çifte gelmeyen öküzü satabilir, iş yapmaktan kaçınan oğlunu eğitebilirsin.
- Çoban olan koyun gütmek, oğul babanın huyun gütmek gerektir: Bir meslekte çalışan kişi yalnızca o mesleğinin işini yapmalı, çocuk da büyüyünce babası gibi olmayı kendine amaç edinmelidir.
- Devlet oğul, mal tahıl, mülk değirmen*: İnsanlar için en değerli şeyler en gerekli olanlardır. En büyük mutluluk ve zenginlik, oğul sahibi olmak; en gerekli mal, tahıl; en değerli mülk, değirmendir.
- Devletsiz oğlun olmaktan, devletliye kul olmak yeğdir: Hayırsız ve destek olmayan bir evlada sahip olmaktansa, güçlü ve etkili birinin hizmetinde olmanın daha iyi olduğunu ifade eder (devlet: Mutluluk, saâdet, tâlih, baht; büyüklük, ululuk).
- Doğmadık oğlana ad komak olmaz: Gerçekleşmesi kesin olmayan bir durum için önceden plan yapmanın doğru olmadığını ifade eder. İnsan, somutlaşmamış şeyler üzerinde gereksiz beklenti veya hazırlık içine girmemelidir.
- Doğurdum oğlum oldu, evlendi komşum oldu: Oğlan çocuğu evlenip aileden ayrıldığı zaman yine de isterse ana babasına yakın bir yerde oturabilir, ama kız çocuğu evlendiği zaman kocası uzak yerdeyse onunla yaşamak zorundadır.
- Ekin ektim yel aldı, değirmen yaptım sel aldı, oğul yetiştirdim el aldı: Ana baba çocuklarını büyük fedakârlıklarla yetiştirirler. Fakat çocuklar evlenme çağına geldiği zaman baba evinden ayrılmak zorunda kalırlar.
- El kızına inanılmaz / El oğluna güvenilmez: Arada evlilik bağı da olsa karı ve koca bir noktadan sonra birbirlerine yabancıdırlar (inanılmaz: güvenilmez).
- El oğlu adamı gözüyle yer: Hemen hemen her insanın çevresinde onu çekemeyen, kötü durumda olduklarını görmek isteyen birileri bulunabilir.
- El oğlu evlat olmaz: Başka birinin çocuğu insana kendi çocuğu gibi gelmez. Bir kişinin doğrudan soyundan gelmeyen kişilere tamamen güvenmemesi gerektiğini ifade eder.
- El oğlu yumurtaya kulp takar: İnsan birisinin hatasını yakalamayı kafasına koymuşsa onu olur olmadık şeylerle suçlar.
- El oğluna oyun olmaz: Tanımadıkları insanları aldatmaya kalkanlar, aldanabileceklerini de unutmamalıdırlar.
- El oğluna yaranılmaz: Genel olarak insanların beğenilerini ve isteklerini tam olarak karşılamanın veya herkesi memnun edip beğenisini kazanmanın mümkün olmadığını ifade eder.
- Erinenin (utananın, üşenenin) oğlu kızı olmamış*: Bir şeyi elde etmek için çalışmalı, tembel tembel oturmamalıdır.
- Gelin eşikte oğlan beşikte*: Bir eve gelin gelir gelmez, doğacak çocuğu beşikte saymak ve bebek için hazırlıklara başlamak gerekir.
- Gönülsüz işin gözsüz oğlu olur: "İsteyerek yapılmayan işten fayda temin edilmez" anlamında kullanılan bir atasözü.
- Görmemişin oğlu olmuş, tutmuş (çekmiş) ç*künü koparmış:
- Görgüsüz insan bir nimete kavuştuğunda onu nasıl kullanacağını bilmez, olmayacak gariplikler yapar.
- Cahil, görgüsüz bir insan tesadüfen eline iyi bir şey geçtiği zaman onun değerini bilmediği için gerektiği gibi kullanamaz, böylece onu boşuna harcamış olur.
- Haberin doğrusunu oğlandan al: Çocuklar duyduğunu, gördüğünü olduğu gibi olur olmaz her yerde çekinmeden söylerler. Bu yüzden çok gizli şeyleri bile çocuklardan duyup öğrenebiliriz.
- Hasan dayının abası, kah oğlu giyer, kah babası: İnsan başkasından emanet aldığı bir şeyi onu buna kullandırmamalı, kendi işi bittiğinde hemen sahibine iade etmelidir.
- İyi oğul bilir ana halini, kötü oğul satar baba malını: İyi yetiştirilmiş çocuk ana babası sıkıntılı olduğu zaman bunu anlayışla karşılar, Onlara yardımcı olmaya çalışır. Anlayışsız evlat ise ailesi kötü durumda bile olsa o yine kendi çıkarını düşünür.
- Kaldın mı oğul eline, müdara eyle geline: Yaşlandığında oğluna muhtaç olan anne babanın, evdeki huzuru sağlamak için geliniyle uyumlu davranması gerektiğini ifade eder (müdara: yüze gülme, iyi geçinme).
- Kaynana geri, oğlu beri: Gelinin kocasıyla yakın, kaynanasıyla ise mesafeli bir ilişkisinin olması gerektiğini veya istendiğini ifade eder. Gelin ve kaynana arasındaki mesafenin gelin için daha huzurlu ve sağlıklı bir evlilik yaşamı sağlayacağını anlatır. Kocanın, karısına yakın durarak desteklemesi, kaynananın ise müdahil olmadan geri planda kalması gerektiği vurgulanır.
- Kaynana öcü, oğlu cici*: Gelinlere göre kocaları çok sevimli, kaynanaları ise korkunç bir insandır. Kadın kocasını ne kadar çok sevse de kaynanasına bir türlü kanı ısınmaz.
- Kız bir sevgi ile doğar, bin sevgiye çıkar; oğlan bin sevgi ile doğar, bir sevgiye iner: Kız çocuğu, oğlan çocuğundan daha sevimli olur. Kız ve erkek çocuklarına yönelik sevgi ve ilginin toplumdaki farklı yaklaşımlarını ifade eder.
- Kız evi umut evi, oğlan evi unut evi: Kız evlendiren aileler damatlarından ilgi ve yardım umarlar. Ama gelin giden kız kocasının rızası olmadıkça baba evini sık sık göremez.
- Kız gittiği, oğlan bittiği yerde ekmek yer: Kız evladı evlendikten sonra ihtiyaçları kocası tarafından karşılanır. Erkek evlat ise büyüdükten sonra çalışıp ihtiyaçlarını kendi başına karşılayabilir.
- Kızı var nazı var, oğlu var sözü var: Evlilikte ailelerin kuracağı ilişkilerde kız tarafının daha nazlı, hassas ve titiz olduğunu, erkek tarafının ise daha güçlü, söz sahibi ve kendini daha net ifade eden bir tutum sergilediğini anlatır.
- Kızın kimi severse güveyin odur, oğlun kimi severse gelinin odur: Ana baba çocuğunu kendi seçtikleri biriyle zorla evlendirmemeli, evleneceği kişiyi kendileri seçmelidir ve ana baba da bu konuda onlara hoş görülü davranmalıdır.
- Kızını fırsat bulunca, oğlunu canın isteyince evlendir: Erkek yaşı ilerlese bile evlenecek birini bulabilir. Ama kızın evlenme çağı geçtiği zaman koca bulması zorlaşır.
- Kurdun oğlu akıbet kurt olur* [Kurdun oğlu kurt olur (ademle büyüse de)]: Kişi sonunda kendi karakterini, aslını, düşüncesini atalarına benzer biçimde ortaya koyar: Kurdun çocuğu akıbet kurt olur kızım... Bu kanun-i tabiattır. (R. N. Güntekin)
- Kurdun oğlu kuzu olmaz: Geçimsiz, saldırgan görgüsüz kişilerden olan çocuk iyi huylu, dürüst biri olarak yetişmez.
- Kül tepecik olmaz, güvey oğul olmaz: Külün hiçbir zaman büyük bir tepe oluşturamayacağı gibi, damadın da hiçbir zaman öz evlat gibi olamayacağını anlatır. Damadın ne kadar iyi olursa olsun, her zaman ailede farklı bir konumda kalacağını vurgular.
- Olacak oğlan duruşundan (gelişinden) belli olur: İnsanın bir işten başarı elde edeceği çalışmasından belli olur.
- Otuz oğlun olacağına bir oturak kocan olsun (Bir koca yedi oğula bedeldir): Bir kadının hayatında eşinin, erkek evlatlarından daha önemli bir yer tuttuğunu ifade eder. Kadın için huzur ve destek sağlayan bir eş, evlatların varlığından daha değerlidir.
- Öksüz oğlan (çocuk) göbeğini kendi keser*: Arka çıkanı, koruyanı, yardım edeni olmayan kimse kendi işini kendi görür.
- Öksüz oğlanın bağrı yağ bağlamaz: Anne veya babasız büyüyen çocuğun huzur ve mutluluğu tam olarak tadamayacağını ifade eder. Öksüzlük, kişinin içindeki eksiklik ve hüzün duygusunu sürekli canlı tutar.
- Şehir oğlanının düşkünü, ak sade giyer kış günü (Zürefanın düşkünü beyaz giyer kış günü*): Daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur (zürefa: zarif kimseler).
- Yerdiğin oğlan (küçük) yer tutar: Bugün beğenmediğiniz, kendisinde yetenek bulmadığınız çocuğun zamanla bilgisi, görgüsü artar, toplumda önemli bir yeri olur.
- Yiğit oğlan, dalyan kız yürüyüşünden bellidir: Kişilerin karakter yapıları hareketlerine ve yürüyüşlerine yansır.
Ayrıca bkz.:
Kız ile ilgili atasözleri ve deyimler
Evlat ile ilgili atasözleri ve deyimler
Çocuk ile ilgili atasözleri ve deyimler
Soru/Yorum Gönder