![]() |
Ekin tarlası |
- Tahılın (buğday arpa vb. tohum olarak) tarlaya ekildiği andan harman olununcaya kadarki adı: Ekin, tahılın ekilmiş bitki halidir.
- Buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıl cinsinden tohumlukların tarlaya ekilmesinden başlayarak, çimlenme, sapa kalkma, başaklanma ve erme devreleri ile biçilme ve harman edilmelerine kadar tarlada geçirdikleri halleri: Arada bir güzel yağmurlar olurdu, ekin delirirdi.
- Buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç, darı, mısır ve kuşyemi gibi tahıl cinsinden bitkilerin taneleri (tohumlukları): Ekinsiz başak dik durur. (atasözü)
- Ekinci: Tahıl yetiştirip satan kimse: Kızların birisinin kocası kiremitçi, ötekininki ekinciymiş. (M. Özçelik)
Ekin ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "ekin" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Ekin biçmek: Olmuş ürünü sapıyla beraber kesip toplamak: Kimi ekin biçiyor, kimi düven sürüyor, kimi harman savuruyordu. (K. Bekir)
- Ekin ekmek: Ürün elde etmek için buğday, arpa vb. tahıl tohumlarını tarlaya saçmak: Köyüne döndüğünde çiftçilikle uğraşmış, ekin ekmiş, hayvan yetiştirmişti. (M. Akar)
- Ekin iti gibi: Başı havada, etrafındakilere tepeden bakan mağrur kimseler için kullanılır (Ekinler yükseldiği zaman, ekin tarlasının içinden geçen köpek, etrafını görebilmek için başını kaldırarak gider): Herif ekin iti gibi, burnu bir karış havada, cebi birkaç para gördü diye cakasından geçilmiyor, ciğeri metelik etmez biri... (A. Özdemir)
Ekin ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "ekin" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Ekin biçe biçe deste olur, insan gide gide usta olur: Kişi, öğrenerek, zamanla ustalaşır, işler düzenli çalışmayla bitirilir.
- Ekin eken hasat umar: Toprağını eken kimsenin beklentisi, iyi ve bol ürün alabilmektir.
- Ekin ektim yel aldı, değirmen yaptım sel aldı, oğul yetiştirdim el aldı: Ana baba çocuklarını büyük fedakârlıklarla yetiştirirler. Fakat çocuklar evlenme çağına geldiği zaman baba evinden ayrılmak zorunda kalırlar.
- Ekin sapta, tane harmanda belli olur:
- İyi ürün, yetişirken ve toplandıktan sonra belli olur.
- Bir işin veya çabanın gerçek sonuçlarının ancak tamamlandığında anlaşılacağını ifade eder. İlk aşamalarda sonuçlar netleşmez, gerçek başarı ve değer sonradan ortaya çıkar.
- Ekinci çiftinde gerek: Geçimini çiftçilikle sağlayan insanın çalışma alanı tarlası, bağı, bahçesidir.
- Ekinci dokuzu harcamazsa on eline geçmez: İyi ürün elde etmek isteyen çiftçi bütün imkanlarını kullanıp, elinden geleni yapmazsa istediği ürünü alamaz.
- Ekinci kırk yılda biter, bezirgan kırk günde: Çiftçinin ancak kırk yılda kazanabileceği parayı, tüccar kırk günde kazanır.
- Ekinci yağmur ister, yolcu kurak (her ikisinin de muradını verir Hak): Herkes Allah'tan ihtiyacı olan şeyi ister, Allah'ta herkese hak ettiği veya dilediği kadarını verir.
- Ekincinin karnını yarmışlar; kırk bu yılcık, kırk bıldırcık çıkmış (Çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane "gelecek yıl" çıkmış): Çiftçi türlü nedenlerden hiçbir yıl umduğu ürüne elde edemez; onun için hep sonraki yıllara umut bağlar.
- Ekincinin orağı gizlenmez: Faydalı şeyler üreten kimseye engel olunmaz.
- Ekini ambarda, karını mezarda methet: Bir şeyin değeri tam olarak ancak son aşamaya gelindiğinde anlaşılır anlamına gelir. Ürün elde edilip ambara girmeden övülmez, insan da hayatını tamamlamadan değerlendirilemez çünkü her an yanlış bir şey yapabilir.
- Ekinin olmuşunu dererler: Her işin doğru zamanı geldiğinde yapılması gerektiğini ifade eder. Zamanından önce yapılan işler hem faydasız olur hem de emek boşa gider. Olmamış ekini dermek (toplamak), çiftçiye zarar verir, ürün bir işe yaramaz.
- Ekinini gök yiyen harman vakti aç kalır: Üretmekte olduğu bir malı, üretimi bitmeden kullanan insan ilerde, sıkıntıya düşer. Zamanı gelmeden mahsulünü toplayan kişi bunu erkenden tüketir ve harman vakti zor durumda kalır.
- Ekinsiz başak dik durur: İçi boş olan, yani bilgi, erdem veya değer taşımayan kişilerin kendilerini beğenmiş bir şekilde öne çıkmaya çalıştıklarını ifade eder. Gerçek doluluk ve olgunluk ise alçakgönüllülükle kendini belli eder.
- Akıntıya kürek çekme, kurak yere ekin ekme: Zor ve imkansız durumlarla uğraşmanın ya da verimsiz bir yerde çaba harcamanın anlamlı olmadığını ifade eder. İnsanın kaynaklarını ve enerjisini doğru yerde kullanarak daha verimli sonuçlar elde etmesi gerektiğini vurgular.
- Ambara girinceye kadar ekin sahibinin değildir: Bir şeyin gerçekten elde edildiği ancak güvenli bir şekilde korunduğunda söylenebilir anlamına gelir. Ürün tarladayken risk altındadır; ancak ambara girince mal kesin olarak sahiplenilmiş olur.
- Borçlu, ekini yeşilken biçer: Borçlu kişi bazen borcunu ödeyebilmek için imkanlarını zamanından önce kullanmak zorunda kalır.
- Faka takmaya ekini yok, alt değirmende nöbet sorar: Bir kişinin elinde işe yarar bir şey yokken, sanki önemliymiş gibi davranmasını alaycı bir şekilde anlatır.
- Yağmursuz ekin olmaz:
- Susuz hiçbir canlı yaşamaz; sulanmayan bitkilerde kurur ve ölürler.
- Başarıya ulaşmak için gerekli olan koşullar yerine getirilmelidir. Emek ve gayret olmadan istenilen sonuca ulaşmak mümkün değildir.
- Yatık ekin sahibini kaldırır: İyi, bol ve bereketli ürün hasat zamanı çiftçinin yüzünü güldürür.
Ayrıca bkz.:
Arpa ile ilgili atasözleri ve deyimler
Buğday ile ilgili atasözleri
Darı ile ilgili atasözleri ve deyimler
Soru/Yorum Gönder