Ekarte, etmek ve olmak gibi yardımcı eylemlerle "saf dışı etmek (edilmek), konu dışında tutmak (tutulmak), atlatmak (atlatılmak)" anlamlarında kullanılır. Örnek cümleler:
- Kalabalığı tahrik edenleri bulalım ve onları ekarte edelim (saf dışı bırakalım).
- Şefi ekarte edip (atlatıp) bu işi nasıl yapacaktık?
- Taşıyıcılardan geçirilip zarar görmüş ve hastalıklı sebzeler ekarte edildikten (ayrıldıktan) sonra, son sınıflama yapılabilir.
- Bunun için öncelikle temporal epilepsiyi ekarte etmemiz (devre dışı bırakmamız) lazım.
- Yıllarca rakiplerini kolayca ekarte eden (yenerek üste geçen) başkan bu sefer ne yapacaktı?
- Her nasılsa üç suçluyu da onların tepki vermesine kalmadan ekarte etmişti (etkisiz hale getirmişti).
- Galatasaray Manchester´i ekarte edince (eleyince) yaptığımız çılgınlık ve çocuklukları düşünün bir kere.
Soru/Yorum Gönder