- İçine alması gereken şey, sığmayan ya da güç sığan, geniş ve bol karşıtı.
- Ensiz.
- (mecazi) (Kafanın yaratıcı yetileri için) Yetersiz: Dar düşünmek.
- Az, elverişsiz: Darlık.
- Sıkıntılı: Dara düşmek.
- Güçlükle, ucu ucuna, ancak: Dar yetişmek.
Dar ile ilgili birleşik kelimeler
- Dar açı: (matematik) Dik açıdan daha küçük açı.
- Dar bitki: (botanik) Sık aralıklı ekildiği için yan dalları gelişmemiş pamuk fidanı.
- Dar ünlü: (dil bilgisi) Alt çenenin az açılmasıyla oluşan ünlü: ı, i, u, ü harfleri dar ünlüdür.
Dar ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "dar" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Kendini dar atmak: (deyiminin anlamı) Güçlükle ve ivedi olarak bir yere sığınmak.
- Bir şeyden dar kaçmak: Bir sıkıntıdan güçlükle kurtulmak.
- Dar kafalı:
- Anlayışsız.
- Tutucu.
- Dar yetişmek: Güçlükle ulaşmak.
- Dara boğmak: Birisinin güç durumundan yararlanmak.
- Dara düşmek: Para sıkıntısına düşmek.
- Dara gelememek: Baskıyla, aceleyle iş yapamamak.
- Dara gelmek:
- Aceleye gelmek.
- Zorunda kalmak, mecbur olmak.
- Darda bulunmak: Para sıkıntısı içinde bulunmak.
- Darda kalmak:
- Paraca sıkıntıya düşmek.
- Zor duruma düşmek.
Soru/Yorum Formu