Çalım nedir demektir? Çalım ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Rakibine güzel bir çalım atan futbolcu
Futbolda çalım atmak
  1. Gösterişli davranış, caka: Çalımından geçilmiyor.
  2. (spor) Futbolda, karşı tarafın rakip oyuncusunu şaşırtıp geçmek amacıyla top ile yapılan ayak ve vücut hareketi (oyunu): Bir çalım atıp iki oyuncuyu birden geçti.
  3. Kılıcın keskin yanı.
  4. Menzil, erim: Göz çalımı, kurşun çalımı vb.
  • Çalımlı:
    1. Gösterişli, kurumlu, fiyakalı, cakalı: Yana taranmış saçları, ütülü gömleği, yeni pantolonu ve ayağında ışıldayan ayakkabılarıyla, ne kadar yakışıklı olmuştu. Duruşu da çalımlıydı. (T. Akansu)
    2. Önü, arka tarafına oranla daha yüksek, dar yapılı, yollu gemi.

Çalım ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "çalım" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Çalım atmak (yapmak):
    1. (spor) Oyuncu topla birlikte rakip oyuncuyu atlatarak geçmek: İsmet fevkalade bir çalım attı... Gidiyor İsmet, ilerliyor İsmet... (H. Kıvanç)
    2. Karşısındakini etkilemek amacıyla davranışlarını abartmak: "Beklediği olmayınca çalım yapıyor haspa," diyerek kulak asmadı. (P. Karayel)
  • Çalım satmak: Kurulmak, böbürlenmek, kabarmak, büyüklük taslamak: Bir de keline, göbeğine, boyuna, fukaralığına bakmadan çalım satıyordu. (Kolektif)
  • Çalım yemek: Futbolda çalım ile geçilmek: Rakibinden çalım yedi ama peşini bırakmadı.
  • Çalımına getirmek: Uygun bir zamanı ya da durumu ele geçirmek: Lakırdı arası bir çalımına getirdi: "Hayri Bey, Murat Efendi nerede? Aranızda kara kedi mi geçti?.." dedi. (A. H. Eken)
  • Çalımından geçilmemek: Çok kurumlu, çalımlı olmak: Hiç ölmeyecekmiş gibi cakayla yürüyordu. Herifin çalımından geçilmiyordu (M. Savaş). Bacak bacak üs tüne atmış çalımından da geçilmiyordu. (Ş. Kurdakul)

Çalım ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "çalım" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Çalım para etmez: Gösterişin ve kibrin gerçek değeri olmadığını ifade eder. İnsanları etkilemenin yolu, hava atmaktan değil, gerçek erdem ve imkânlardan geçer.
  • Tavşanı tazı tutar, çalımı avcı atar: Üst düzey mevki sahibi kimseler, buyrukları altındaki kimselerin yaptıkları başarılı işleri çoğu zaman kendilerine mal ederler.