Bağışlamak |
- Kendinin olan bir şeyi, yardım ya da iyilik amacıyla karşılıksız vermek, ihsan etmek: Ölmeden önce bütün malını mülkünü Kızılay'a bağışladı.
- Kötü bir davranışı, suçu, kusuru, olmamış sayıp cezalandırmamak veya kırılıp küsmemek, affetmek: Nasıl karşılayacağını, beni bağışlayıp bağışlamayacağını kestiremedim. Allah ölmüşlerimizi bağışlasın. (örnek cümleler)
- Bir şeyi birinden almamak, alacağından vazgeçmek.
- Görevden çekmek, almak.
Soru/Yorum Formu