Allah (c.c.) ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 6
Arapça ve Türkçe Allah yazısı
Allah

Allah ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde Allahü Teâlâ'nın adı geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
( atasözlerine geç )

  • Allah! (Allah'ım!): Şaşkınlık, hayranlık belirtir: "Allah, yaşadık desene!" "Allah'ım, o mektup ne idi. (N. Kemal)
  • Allah acısını göstermesin: (Bahsedilen kimse için) "Ölmesin, yaşasın" anlamında bir dua ve temenni sözü: "Çocuğunu da Allah analı babalı büyütsün. Allah acısını göstermesin." (M. Karaburç)
  • Allah acısını unutturmasın: (deyiminin anlamı) Bir daha ve daha da kötüsü olmamasını dilemek üzere, büyük bir acı karşısında söylenir: Allah acısını unutturmasın, tekrar başınız sağ olsun. (B. Başarır)
  • Allah akıl fikir versin (akıllar versin): Akılsızca bir davranışta bulunanlar için kullanılır: Millet iyice yedi kafayı. Allah akıl fikir versin. Olan zavallıya oldu. (K. Çevik)
  • Allah Allah!:
    1. Şaşma anlatır: "Allah Allah, ben hayırlı güzel bir rüya görmeyi murad ettim. Allah bana korkunç bir rüya gösterdi. Bunun hikmeti nedir?" dedim kendi kedime. (M. H. Taşkın)
    2. (İkiden fazla sürekli yinelenirse) Türk askerinin hücum narası: Arkadan yeni bir alayın süngü savaşına girdiği görüldü. "Allah Allah Allah!.." Yerler gökler gürültüye boğuldu. (T. Apaydın)
  • Allah analı babalı büyütsün: Çocuklar için söylenen, "Annesiyle babasıyla beraber yaşasın" anlamında hayır dua sözü: Allah analı babalı büyütsün bu güzel yavrucağı. (L. Kaleli)
  • Allah (eksikliğini) aratmasın (yokluğunu göstermesin): Bir şeyin kusurunu anlatıp yakınanlara karşı, hiç bulunmaması durumunda düşülecek sıkıntı anımsatılarak o şeyin gerekliliğini dile getirir: Fakat buna rağmen kapıdan ilk adımını atarken gayriihtiyarî elindeki anahtarı dudağına götürdü: "Allah yokluğunu göstermesin" diye dua etti. (R. N. Güntekin)
  • Allah artırsın: Allah çok versin: Yedim Allah artırsın / Sofrayı kuran kaldırsın. (Ö. Temel)
  • Allah bağışlasın: Allahü Teâlâ kazadan beladan korusun anlamında bir deyim: Ah çok hoşnudum oğlumdan. Allah bağışlasın. Zamane gençleri gibi değil. (Ş. Sami)
  • Allah bahtından güldürsün: (Evlenecek kızlar için) "Kısmeti açık olsun, iyi bir evlenme yapsın" anlamında hayır temennisi sözü: "Büyüdükçe pek güzelleşti maşallah, Allah bahtından güldürsün" sözlerini sık sık işitiyordu. (Türk dili)
  • Allah bana, ben sana: Kazanırsam borcumu öderim anlamında alacaklıya söylenir: Bankaya yatırdığı paraya kattığım üç bin lirayı istedim. "Nerdeeee Kenan emmi ? ... Allah bana, ben sana..." demesin mi? (K. Tahir)
  • Allah başka dert vermesin: Başına gelen şeye çok üzülen kimselere söylenen "daha kötüsü de olabilir, üzülme" anlamında bir teselli sözü: Bu yıl kazanamazsam, gelecek yıl, daha öbür yıl kazanırım. Allah başka dert vermesin. (A. Nesin)
  • Allah be!: Hayret, fevkalâde beğenme, takdir; öfke, bıkma, usanma gibi duygular belirtilir: "Allah be! Yaman herifsin vesselâm. Vadide mi olacak bu iş?" (M. N. Sepetçioğlu). Yuha... Patagonya'da mısın, be mübarek! Topal'ın kim olduğunu bilmiyorsun ha!.. Allah be! Tuttuğunu bir anda milyoner yapar. (Ö. Seyfeddin)
  • Allah (bin bir) bereket versin: Kazancın artması ve Allah'a şükretme duygusunu belirtir: Velinimet bildiği müşterisiyle "Siftah senden bereket Allah'tan" diyerek başladığı alış verişini "Allah bereket versin" niyazı ile tamamlıyordu. (H. Bilecik)
  • Allah beterinden saklasın (esirgesin): Daha kötü duruma düşmeme dileğini belirtir: Eh, öyle diyelim de öyle olsun! Dedik ya.. Buna da şükür! Allah beterinden saklasın! (İ. Tarus)
  • Allah bilir:
    1. Belli değil, belki: "Yağmur yağar mı dersin?" "Allah bilir"
    2. "İnan ki, bana öyle geliyor ki" anlamında söylenir: Allah bilir bu iş karışacağa benziyor.
  • Allah biliyor ya: Ne düşündüğümü Allah biliyor; onun için açıkça söyleyeyim ki: "O günlere yetişirsem, Allah biliyor ya, mutlaka sana yardım ederim." dedi, ona yaklaştı, başından öptü. (M. İ. İshak)
  • "Allah bir" dediğinden gayrı sözüne inanılmaz: Birinin çok yalancı olduğunu anlatmak için söylenir: "Şaşılacak ne var ki? Allah bir dediğinden gayrı sözüne inanılmaz." "Çok yalancının biri desene şuna." (A. Püsküllüoğlu)
  • Allah bir söz bir: Verilen sözden dönülmeyeceğini bildiren teminat sözü: Gönülleri oldu başlık parası verildi. Bunun üzerine kız tarafı: Allah bir, söz bir dedi...
  • Allah bir yastıkta kocatsın: Yeni evlenenlere ömür boyu birlikte olmalarını dilemek için söylenir: Kızını verdiğini söyledi. "Allah bir yastıkta kocatsın, mutlu olsunlar," dedi. (E. Ş. Can)
  • Allah büyüktür:
    1. Güç bir durum karşısında, "Allah’tan ümit kesilmez, O imdada yetişir" anlamında kullanılır: Mevla'ya sığın, sabret. Allah büyüktür, darda kalana merhamet eder, yardım eder. (A. Zeynep)
    2. Hakkın yerini bulacağını, haksızlıkların giderileceğini anlatmak için söylenir: Şeytan ve taraftarlarına karşı Allah büyüktür. (Mevdudi)
  • Allah canını alsın: İlenme sözü: Kadın çığlık çığlığa bağırdı: "Allah canını alsın, zalim herif!.." (A. E. Kavaklı)
  • Allah canını bağışlasın: Maddî bir kayıp karşısında kullanılan teselli sözü.
  • Allah cezasını vermesin (cezasını versin): Yarı şaka, yarı şaşma yollu, kimi zamanda gerçek öfkeyle söylenir: "Hay Allah senin cezanı vermesin Murtaza! Bir çuval inciri berbat ettin." (Ş. E. Yılmaz)
  • Allah da razı olmaz kul da: Yapılan bir işin doğru ve uygun olmadığını belirtmek için kullanılır: "Süleyman" dedim, "bu adam senin baban. Allah da razı olmaz, kul da.. Şuna bir yardım et. Bak biz ceket pantol verdik. Sen de üç beş kuruş ver. Hamdolsun paran var. Günahtır. Ayıptır." dedim. (S. Faik)
  • Allah derim!: Yapılan bir iş için sorulan "ne dersin?" sorusuna karşı "söyleyecek başka söz bulamıyorum" anlamında kullanılan bir deyim: "Eğer bir planın yoksa gel yemeği birlikte yiyelim! Hem meseleyi çayla birlikte konuşuruz, ne dersin?" "Allah derim abi, çok açım zaten..." (M. H. Kurt)
  • Allah dert verip derman aratmasın: Allahü Teâlâ, bir sıkıntıya düşürmesin anlamında bir dua ve dilek sözü: Allah kimseye dert verip derman aratmasın! Allah kimseyi doktora, hocaya düşürmesin... (K. Tahir)
  • Allah devlete millete zeval vermesin: Devlet eliyle gelen bir şeyden faydalanıldığı zaman söylenen şükür ve hayır dua sözü: "Bugün barakalarımıza girdik. Allah devlete millete zeval vermesin. Şimdi yerimiz sıcacık. Yaralarımız sarıldı." (Y. Kemal)
  • Allah dirlik düzenlik versin: (aile hayatı için) İyi geçim dileğiyle söylenir: İkisinin elini buluşturur: "Allah dirlik, düzenlik versin, Allah rahatınızı bozmasın." diyerek onları yalnız bırakır. (K. Timur)
  • Allah dört gözden ayırmasın: (anne ve babanın ikişerden dört gözüne atıfla) "Allah (çocuğu) yetim ya da öksüz bırakmasın" anlamında bir iyi dilek sözü: "Vah yavrum, Allah kimsenin evlâdını dört gözden ayırmasın," diye ağlayacak ve "Getir Bey," diyecekti. "Biz aç, o aç, biz tok, o tok. Aramızda yuvarlansın..." (N. Meriç)
  • Allah düşmanıma vermesin: Anlatılan bir kötülüğün, kötü bir durumun önem ve ciddiliğini belirtmek için söylenir: Of of, Allah düşmanıma vermesin, evlat acısı zor. (Kolektif)
  • Allah (kimseyi) düşürmesin: Tahammülü çok zor bir durumdan veya kimseden söz edilirken, "Allah insanı böyle bir durumla karşılaştırmasın, böyle biriyle beraber etmesin" anlamında kullanılır: "Demir parmaklıklarına son bir defa bak. Allah düşürmesin. Bir daha görmek sana kısmet olmasın!" (T. Akansu)
  • Allah ecir sabır versin: Başsağlığı dileği sırasında söylenir: Başınız sağ olsun, Allah ecir sabır versin, mekanı cennet olsun, ne yapalım emir büyük yerden.
  • Allah eksik etmesin: Birinin yaptığı bir hizmet anılırken onun için teşekkür yollu söylenir: "Çavuş sofran daim olsun.. Allah eksik etmesin gelirini.. Var da yedik.. Var da kursağımıza üç beş lokma düştü.. Allah var olanı yok etmesin. Var evinin kapısını kapamasın." (A. Sayar)
  • Allah eksikliğini göstermesin: Pek gerekli bir şeyin kusurunu anlatılırken, böyle de olsa onun varlığına şükredildiğini anlatır: Şu son günlerde ekmekler çok bozuldu. Allah eksikliğini göstermesin ama yenecek gibi değil!.. (H. F. Gözler)
  • Allah emeklerini eline vermesin: Allahü Teâlâ emeklerini boşa çıkarmasın.
  • Allah esirgesin (saklasın): Allah korusun! Allahü Teâlâ kötü duruma düşürmesin!: İnsanın kısacık ömrüne neler sığıyor! Doğumlar, ölümler, ameliyatlar, darbeler, savaşlar... Allah, esirgesin cümlemizi... (P. Metin)
  • Allah etmesin!: Olması istenilmeyen bir olaydan söz edilirken söylenir: Ölüm ansızın gelebilir; bir kalp krizi, bir trafik kazası bahane! Veya Allah etmesin, harp çıkabilir, ya uzun acı ve ızdıraplar, ya da bir bomba, bir kurşun... O takdirde, işte ömür bitti, fırsat elden kaçtı. (M. E. Coşan)
  • Allah gecinden versin: "Çok yaşa", anlamında kullanılan dilek sözü: Ama "Allah gecinden versin" ya ölürlerse. (B. Tevfik)
  • Allah gönlüne göre versin: Allahü Teâlâ dileğine göre versin: "Allah razı olsun evladım... Tuttuğun altın olsun... Allah gönlüne göre versin...” diye arka arkaya hayır dualarını dizdi. (A. Nesin)
  • Allah gönül kışı vermesin: Soğuk havadan ve çetin kış şartlarından şikayet edenlere "Allah üzüntü, dert, keder ermesin" anlamında söylenen bir teselli sözü.
  • Allah gözünü doyursun: Aç gözlü, haris kimseler için kullanılır: Dünya kadar malı var! Allah gözünü doyursun. (M. Ş. Canda)
  • Allah hakkı için: Ant içmek ya da ant vermek için kullanılır: Düşman askeri Kaf'tan Kaf'a kadar olsa / Allah hakkı için o savaştan yüz çevirmem (İsmail Hakkı Bursevi)
  • Allah hayırlı etsin: Genellikle bir olay başlangıcında "uğurlu olsun" anlamında söylenir: "Allah hayırlı etsin, analı babalı büyütesin!" dedi. (R. Enis)
  • Allah hayrını (iyiliğini) versin: Sevilen bir kimsenin değişik ve yadırganabilecek bir davranışı karşısında kullanılan tatlı bir sitem ve alay sözü: Şaşkınlığı artmıştı; "Selmân, kardeşim; Allah hayrını versin, inanılır gibi değil!... Galiba bu kez de doğruca Nusaybin'e gittin." (E. Subaşı). Müslüm Dayı: "Ulen çocuk! Allah iyiliğini versin e mi! Korkuttun beni..." diyerek Şahin Bey'e doğru yürüdü. (S. Yıldız)
  • Allah hoşnut olsun: Bir kimsenin, kendisine iyiliği dokunan biri için söylediği iyi dilek sözü: Allah hoşnut olsun! O adamın bana çok iyiliği dokundu. (N. Muallimoğlu)
  • Allah ıslah etsin:
    1. Yanlış yolda olanlar ve aşırı davranışlarda bulunanlar için söylenir: "Bu inançsızları Allah ıslah etsin velhasıl. Allah böylelerinin içindeki şeytan nüvelerini temizlesin de, versin bu kötülerin, fitnecilerin şifasını, devasını. Ne diyelim, ne dileyelim ki başka?" dedi. (A. Çağlayan)
    2. Sevilen bir kimsenin yanlış bir hareketi karşısında, yarı sitem, yarı şaka yollu, "Hâlâ uslanmayacak mısın?" anlamında kullanılır: Ömrümü yedi bu çocuk benim, evlat işte... Ne kadar kızsan da ne atılıyor ne satılıyor. Allah ıslah etsin. (A. Soysal)
  • Allah için: Gerçekten, doğrusu: Şimdi Allah için söyleyin böyle yapan bir adam padişah taraflısı olur mu? (R. Nur)
  • Allah kabul etsin: Sevap sayılan bir iş yapıldığı zaman söylenir: Maşallah. Ne güzel olmuş. Allah kabul etsin ibadetini. (F. Ç. Börekçi)
  • Allah kavuştursun: Birinin yakını, yolculuğa çıkınca geride kalanlara kavuşma dileğinde bulunmak için söylenir: "Geçen gün İmam Salih Efendi oğlunun cephede olduğunu söyledi. Allah kavuştursun. "Amin, cümlemizinkini." (M. Niyazi)
  • Allah kerim: (deyiminin anlamı) Allah büyüktür, O'na güvenmeli, O bu işimizi halledecektir: Sipahi Mahmud tekrar sordu: — Erzak bitince ne yapacağız? — Allah kerim. — Ama, kışın akın güç olur, beyim. — Allah kerim... (Ömer Seyfettin)
  • Allah kısmet (nasip) ederse: Olabilirse, kısmet olursa, inşallah: Allah kısmet ederse, bir bebeğim olacak; hamileyim. (M. Yüksel)
  • Allah korusun (saklasın): Allahü Teâlâ tehlikeye, kötü duruma düşürmesin: Sonra —Allah korusun— kalp bir kaydı mı, onun kayışı büyük bir felâket ve onun düşüşü ise çok şiddetli ve korkunçtur. (İmam-ı Gazali)
  • Allah kurtarsın: Zor durumda olanlar ve bilhassa hapishanede bulunanlar için kullanılan hayır temennisi sözü: "Hadi Allah kurtarsın koçum!" dedi ve koğuşun kapısını büyük bir gümbürtüyle kapattı. (S. S. Hançer)
  • Allah kuru iftiradan saklasın: Bir suçlama karşısında bunun iftira olduğunu anlatmak için söylenir: Tevfik Bey, ben böyle bir şey söylemem; Allah kuru iftiradan saklasın. (M. Niyazi)
  • Allah layığını versin (Allah müstahakını versin): (Ciddi olarak ya da şakadan) Çıkışma anlatan bir söz: Tuh Allah layığını versin, bir çuval inciri pisletti (A. Nesin). Allah müstahakını versin Kâmil Bey, hiç güleceğim yoktu. (İ. Aksoy)
  • Allah manda şifası versin: Çok yemek yiyenler için yerme amaçlı şaka yollu söylenir: Allah manda şifası versin. Bir tencere dolma yenir mi bacım? Görülmüş duyulmuş şey değil! (Y. Tezcan)
  • Allah muhafaza: "Allah muhafaza etsin (korusun)" sözünün kısaltılmış şekli: Kul, eğer Allah tarafından affedilmezse hangi ameli işlemiş olursa olsun Allah muhafaza cehenneme gider. (F. Furkan)
  • Allah mübarek etsin: "Allah uğurlu ve hayırlı kılsın" anlamında bir dua: Sonra da başını okşadı ve: "Allah mübarek etsin," diye ona dua etti. (A. Kara)
  • Allah müstahakını versin: Duruma göre değişen bir temenni ve çıkışma sözüdür. Allah'tan, birisi için layık olduğu iyiliği veya kötülüğü vermesini istemektir: Müftü Efendi de, "Hay Allah müstahakını versin, hay Allah müstahakını versin" diye tatlı tatlı güldü (H. Tokdemir). "Allah müstahakını versin! Ulan, senin yüzünden İstanbul'dan başka yere tayinimi isteyeceğim!.." (Ü. Deniz)
  • Allah nasıl bilirse öyle yapsın: Kızılan bir kimse hakkında, "Onu Allah’a havale ettim, müstahak olduğu şeyi Allah ona verir" anlamında söylenir: Cezalandırmak yerine, " Var git, seni Allah nasıl bilirse öyle yapsın" diyerek serbest bıraktı. (Olgun sözler)
  • Allah nazardan (kem gözlerden) saklasın (korusun, esirgesin): Güzellik, iyilik gibi imrenilmeye değer niteliklere sâhip bir kimseden veya kıymetli güzel bir şeyden bahsedilirken söylenir: "Aynur Hanım, Allah nazardan saklasın çok tatlı bir kızınız var. Çok da başarılı." (F. Öndağ). Aman Allah'ım, bir akıllı, bir akıllı ki, Allah nazardan saklasın, Allah kem gözlerden korusun... (A. Nesin)
  • Allah ne verdiyse:
    1. "Yiyecek olarak evde ne varsa" anlamında kullanılan bir deyim: Ve aleykümselâm. Buyur dede. Allah ne verdiyse bölüşürüz... Misafirle sadece yemeklerini değil, rüyalarını da bölüşmüşler. (B. Yazgan)
    2. (Dövüşte, kavgada) Tüm gücüyle: Gözümü yumduğum gibi Allah ne verdiyse daldım. Birilerine vuruyorum vurmasına da, kim bana vuruyor ben kime vuruyorum belli değil. (V. Çetin)
  • Allah ömürler versin: Saygı gösterilen bir kimseye selam ya da teşekkür olarak söylenir: Allah ömürler versin efendim.. Bendenize karşı gösterdiğiniz sühulet ve ibzal buyurduğunuz lûtfu inayetten dolayı zâtı âlinize minnettarım. (A. T. Simer)
  • Allah övmüş de (özene bezene) yaratmış: Çok güzel olanlar için söylenir: Güzel mi güzel. Boyu posu yerinde. Allah övmüş de yaratmış. Adı da Leyla. Adı gibi kendi de güzel. Bir gözleri var, masmavi (M. Orçan). Hülyalı bir edayla ve belli belirsiz tebessüm ederek uzun uzun yüzüme baktı. Bense hayretler içindeydim. Allah'ın özene bezene yaratmış olduğu bu hilkat mucizesinin masamda ne işi vardı? (A. Y. Özemre)
  • Allah rahatlık versin!: Yatmaya gidilirken söylenen iyi dilek sözü: Allah rahatlık versin. Bir şey istersen karyolanın başındaki düğmeye bas. Emine uyanır ve yanına gelir. (P. Safa)
  • Allah (gani gani) rahmet eylesin: Ölmüşler için söylenen bir dua: Ne muhteşem bir insandı, ne muhterem bir insandı. Allah gani gani rahmet eylesin. (O. Çetinoğlu)
  • Allah rızası için:
    1. "Ne olursun" anlamında kullanılır: "Allah rızası için bana sadaka verin!" deyince, zengin ev sahibinin kızı çıkarıp ona sıcak bir ekmek verir. (İsmail Hakkı Bursevi)
    2. Karşılık beklemeksizin: Allah rızası için ben sizin koyunlarınızı sulayacağım, dedi Musa. (Y. Yenidinç)
  • Allah sahibine bağışlasın: Çok beğenilen güzel şeyler, özellikle genç kız ve kadınlar için söylenir: Güzel, konuşkan, zeki, hoş, tertemiz bir hamfendi. Allah sahibine bağışlasın. (S. Engin)
  • Allah selamet versin:
    1. Yola çıkanlara, Allahü Teâlâ kazadan beladan korusun anlamında söylenir: Ey oğul! Gideceği vakit yemek yedirmeden bırakma. Belli bir yere kadar yolcu et, "Allah selamet versin" diye dua et. (A. Türkan)
    2. Sevilen bir kimse anılırken söylenir: İlkokul yıllarında bir öğretmenimiz vardı. Yaşıyorsa Allah selamet versin, ölmüşse Allah taksiratını affetsin, beni çok severdi. (M. A. Bulut)
    3. Biri eleştirileceği zaman onun adından önce kullanılan bir giriş sözü: "Allah selamet versin iyi çocuktur, zeki çocuktur. Fakat hiç insafı yoktur..." (N. Yusoğlu)
    4. "Keyfin bilir, gidersen git" anlamında da söylenir: Yine en iyisini sen bilirsin. Gidersen Allah selamet versin, son pişmanlık faide vermez. (Tarih Vakfı)
  • Allah senden razı olsun: Allah senden (ve bu yaptığın iyilikten) hoşnut olsun, iyiliğini senden eksik etmesin, ayırmasın: "Senin gibi bir oğlum olduğu için ne kadar şükretsem azdır. Allah senden razı olsun yavrum." "Sen razı olduktan sonra Allah da razı olur anneciğim. Yeter ki sen razı ol." (A. Saraç)
  • Allah seni inandırsın: İnanılması pek kolay olmayan bir şey anlatılırken (yemin yerine) söylenir. "Doğru söylüyorum, Allah tanıktır" demeye gelir: Allah seni inandırsın, bire iki yüz verir.. Öyle ağaç var ki içinde beş adam el ele versen gövdesini çeviremezsin. (Y. Kemal)
  • Allah sonunu hayır etsin: Bir işin sonucundan kuşku duyulduğunda söylenen bir iyi dilek sözü: Bana kalırsa hapı yuttu gibi... Allah sonunu hayır etsin... Hali harap vesselam... (K. Tahir)
  • Allah şaşırtmasın: "Hep böyle iyi ve dürüst kalsın, eğri yola sapmasın" anlamında hayır temennisi sözü: Biliyorlardı ki Mahmut, asla paralarının üzerine yatmaz, mutlaka öderdi. Allah şaşırtmasın! Kendisine güvenen insanların yüzlerini kara çıkarmadı. (Y. Akkaya)
  • Allah şifalar versin: Hasta için söylenen bir dua ve hayır temennisi sözü: "Dizlerim bir ağrıyor ki sorma." "Allah şifalar versin. "Amin, evladım amin. Allah'ım sizleri korusun." (Y. Akkaya)
  • Allah taksiratını affetsin: Ölen bir kimse için söylenen, "Allah kusurlarını affetsin" anlamında hayır temennisi sözü: Vatanı uğruna her şeyini feda etmiş tanıdığım birçok yiğit adam gibi, aramızdan ayrıldı. Allah taksiratını affetsin, rahmetiyle muamele eylesin. (M. Işık)
  • Allah tamamına erdirsin: Başlanmış bir işin hayırla sonuçlanmasını dileyen bir söz ve dua: Nişanınız hayırlı olsun, Allah tamamına erdirsin! (A. E. Kavaklı)
  • Allah tuttuğunu altın etsin: Çok iyiliği görülen bir kimseye hayır dua sözü olarak söylenir: Allah tuttuğunu altın etsin, Allah ne muradı varsa versin, çok faydası oldu, çok iş halletti. (G. Boralıoğlu)
  • Allah utandırmasın: Bir işe girişenlere ve yeni evlenenlere söylenen başarı dileği: "... şehadet parmağıyla tuttuğum kalemin yalnız Allah'ın birliğine şehadet ederek kelama geleceğine, ..., vatanım, milletim ve dinim için kendimi feda etmekten geri durmayacağıma; namusum, şerefim, imanım ve elimi üzerine koyduğum pusulamız Kur'an-ı Kerim üzerine yemin ediyorum. Allah utandırmasın." (M. Bayraktar)
  • Allah var (Allah'ı var): Doğrusunu söylemek gerekirse demektir: Şakir de Allah'ı var, çok çalışkan bir çocuktu. Sabahın alaca karanlığında babasıyla birlikte kalkar, sabah çorbasını kaşıklar, babasıyla birlikte dükkâna giderlerdi (Türk dili). Bu hocalar iyi insanlardı şimdi Allah var, onların karıştığı bir işe yalan dolan karışmazdı; fakat bu resmi yazı dalgası ne işti?..
  • Allah verdi, Allah aldı: Bir sevdiğini, bilhassa evlâdını kaybedenlere söylenen teselli sözü: "Allah verdi, Allah aldı. Muhakkak biz Allah'ınız. Her şey onun emri ile olur. Ve muhakkak O'na döneceğiz" demişti. (S. Asımgil)
  • Allah vere (de): Dilek anlatır: Allah vere de bu çocuk yanlış bir iş yapmaya! (M. Akpak). Allah vere de kar yağmasa.
  • Allah vermesin: Bir şeyin olmaması dileğini anlatır: Allah vermesin, bunda öyle bir hastalık varmış, milyonda bir kişide ancak olurmuş... (A. Nesin)
  • Allah versin:
    1. İyi bir şey ele geçirenlere "Hadi yine işin iş" anlamında kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir: "Allah versin, işlerin gayet iyi gidiyor."
    2. Sadaka isteyen bir dilenciyi savmak için söylenir: "Hadi Allah versin, Allah versin!" diyerek başından savanlara çok üzülür ve şöyle derdi: "Acaba bize kim veriyor?! Allah bize niçin veriyor ?!.." (O. N. Topbaş)
  • Allah yar ve yardımcın olsun: Yaptığınız işlerde Allahü Teâlâ sizi desteklesin anlamında bir dua ve söz: Sevgim ve dualarım hep seninle aslanım. Allah yar ve yardımcın olsun. Allah'a emanet ol. (E. B. Ersöz)
  • Allah yardımcısı olsun: Bir kimsenin çok güç durumda olduğunu anlatmak için kullanılır: Her şey ateş pahasına... Fakir fukaranın Allah yardımcısı olsun. (K. Bilbaşar)
  • Allah yazdıysa bozsun: Biri kendisine önerilen bir işi hiçbir zaman yapmayacağını ve alın yazısında varsa bile olmamasını isteyeceğini anlatmak için söyler: Emanete hıyanet mi? Allah yazdıysa bozsun! (M. Savaş). "Tahir'nen arayı pişirmişsin de habarımız yok..." "O koca kafalıynan he? Allah yazdıysa bozsun..." (K. Bilbaşar)
  • Allah yürü ya kulum demiş: Kısa sürede çok zengin olanlar ve herhangi bir alanda çok çabuk ilerleyenler için söylenir: Ticarete atılmış ve kısa sürede Allah Yürü ya kulum demiş ve yükselmişti. (A. Akar)
  • Allah ziyade etsin: Yemek, çay, kahve vb. bir ikramdan sonra kullanılan teşekkür ve hayır temennisi sözü: Yağlı ekmeği alan Hacı Bektaş Velî: "Allah ziyade etsin. Artsın, eksilmesin; taşsın, dökülmesin," diye dua etti. Gelin, eve döndüğünde bir de ne görsün? Yağ küpü ağzına kadar yağ dolu. Ha taştı ha taşacak... (M. Uslu)
  • Allah'a bir can borcum var: "Verecek bir canım var, onu da Allah alacak, neden çekineyim ki?" anlamında söylenir: "Dinle garip ülkenin çıkmazlarından faydalanıp mülküne mülk katmaya çalışan akbaba müsveddesi" dedim, "Allah'a bir can borcum var , kimseden korkum yok" dedim, "Elinden geleni ardına koyma şerefsiz!" dedim. (Virgül)
  • Allah'a emanet olun (Allah'a ısmarladık): Vedalaşma sırasında söylenen bir esenleme sözü: "Allah razı olsun kardeşlerim. Yolunuz açık olsun. Allah'a emanet olun." "Sizler de Allah'a emanet olun. Hakkınızı helal edin." (A. Saraç)
  • Allah'a havale etmek:
    1. Kendisinden kötülük görülen birini cezalandırma işini Allah’ın adâletine bırakmak: "Bu zulmü reva gören, destekleyen ve sessiz kalanları Allah'a havale ettim. Allah'ın (c.c.) adaletine inanıyor ve güveniyorum. (A. Topdağ)
    2. Elinden geleni yapıp gerisini Allah'ın takdirine bırakmak: Bana gelince; ben işimi Allah'a havale ettim. O, kullarını gözetendir. (Mü'min Suresinden)
  • Allah'a şükür: "Hamdolsun", "bereket versin" gibi, durumdan hoşnut olunduğunu anlatır: "Allah'a şükür bir işimiz var da çalışıyoruz. İş bulamayanlar da var!" (N. Aytürk). Bakışlarında huzur ve sükûn vardı. "Allah'a şükür, iyiyim!" dedi. (P. Safa)
  • Allah'a yalvar: Kendi kusuru yüzünden güç bir duruma düşüp yakınan kimseye karşı duyulan kayıtsızlığı anlatır: Ey yoldan sapmış! Ey cinlerin ve şeytanın oyuncağı olmuş kişi! Ey nefsinin, hevasının ve tabiatının kölesi! Yazıklar olsun sana! Dilsizleştin, Allah'a yalvar, pişmanlık ve özür ayaklarıyla O'na yönel ki, Allah (c.c.) seni düşmanlarından kurtarsın, seni denizin dibinden ve helak olmadan kurtarsın. (Abdulkadir Geylani Hz.)
  • Allah'ı (Allah'ını) seversen: "Allah aşkına" gibi, yerine göre ant verme, yalvarma için kullanılmakla birlikte, şaşma ya da usanç gibi duyguları da anlatır: "Ana! Allah'ını, kitabını seversen doğru söyle. Doru söylemezsen üç adamın kellesi gidecek" (N. Demir). "Ağladıkça yüreğim parçalanıyor. Allah'ını seversen bırak ağlamayı" (A. Aka). Bana "Hoca Allah'ını seversen senin ne işin var bu işlerin içinde?" dedi (Y. S. Tan). "Hocam böyle gençlik mi olur Allah'ını seversen? Biz gençlik geçirmedik mi? " (A. E. Kavaklı)
  • Allah'ın bildiğini kuldan ne saklayayım: "İşte bildiklerimi, düşündüklerimi açıkça ortaya koyuyorum, mademki Allah biliyor, insanlara söylemekte de bir sakınca yok" manasında kullanılır: Ömer Bey'in istifasını duyunca, Allah'ın bildiğini kuldan niye saklayayım, çok sevindim ve bir oh çektim. (E. Dölen)
  • Allah'ın binasını yıkmak: Kendini ya da başkasını öldürmek: Dinimizce Allah'ın binasını yıkmak çok büyük günahtır. (H. F. Gözler)
  • Allah'ın emri Peygamberin kavliyle: Kız istemeye gidildiğinde kızın ailesine söylenen söz: Allah'ın emri Peygamberin kavliyle kızınız Gamze'yi oğlumuz Mustafa'ya istiyoruz.
  • Allah'ın işine bak: "Bak, işler ne hal aldı" anlamında söylenir: "Allah'ın işine bak, onu emekli edenleri sonunda ona muhtaç etti," diye aklından geçirdi. (M. Adıbeş)
  • Allah'ın kulu: İnsan, kişi: Benim dışımda bir Allah'ın kulu çıkıp, "Olur mu böyle şey, saçmalamayın!" diyemedi. Daha acısı, bir Allah'ın kulu da çıkıp "Asıl sen saçmalama!" diyemedi bana. (C. Soycan)
  • Allah'ından bulsun: Ben ona bir şey yapmayacağım, yaptığı kötülüğün cezasını Allahü Teâlâ versin: "Bulaşma abi" dedim, "Allah'ından bulsun şerefsiz." (Y. Ünal)
  • Allah'ını seven tutmasın: Yapacağı işte önüne geçilemeyecek kadar kararlı, kimse engel olmaya kalkmasın: Onu dövmeye yemin ettim, Allah'ını seven beni tutmasın. (İ. Ayverdi)
  • Allah'tan:
    1. İyi ki: Baktım cüzdanım yok, Allah'tan yanımda arkadaşım vardı da parayı ödedik, kurtulduk. (A. Püsküllüoğlu)
    2. Yaradılıştan: Anladım ki, yazarlık ruhu kul için sadece Allah'tandı. (F. Kadri)
  • Allah'tan bulmak: Cezasını Allahü Teâlâ'nın vermesi: Cenazesi de bu arabayla bir yıl sonra kaldırıldı. Böylece ettiğini Allah'tan buldu. (R. Akbaş)
  • Allah'tan kork!: Yapma, utan, yazıktır!: "Gel bu sevdadan vazgeç, Allah'tan kork. Şeytan seni aldatmış, o sana ders vermiş!" dedi. (Mevlana Celaleddin Rumi)
  • Allah'tan korkmaz (kuldan utanmaz): İnsafsız, acımasız: Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz, yüzleri nursuzlar bir neslin üstüne kabus gibi çöktüler. (İ. Sarı)
  • Allah'tan umut kesilmez: Genellikle ağır hastalar için söylenilen "iyileşebilir" anlamında iyi dilek sözü: Yine de hekim: "Allah'tan umut kesilmez, biz elimizden geleni yaptık artık beklemeliyiz," diyerek küçük de olsa bir umut kapısı aralamıştı. (N. Çağlayan)
  • Allahu ekber:
    1. "Ancak Allah, yüce ve uludur" anlamında olup ezanın ilk cümlesini teşkil eden söz, tekbir: Minarelerden "Allahu ekber, Allahu ekmer" nidaları havaya yayılıyordu. (H. E. Adıvar)
    2. Hayret ve şaşkınlık ifade eder: Allah, Hz. İbrahim'e oğlunu kurban etmeyi emredip de arkasından O'na kurbanlık olarak oğlunun yerine bir koç gönderince, koçu görür görmez sevincinden, "Allahu Ekber" dedi. (E. L. Semerkandi, İmam Gazali)
  • Bırak Allah'ını seversen: Bir kimse, konu veya nesnenin değersizliğini, hoşa gitmediğini belirtmek için kullanılan söz: "... hala evlenmedim. O benim ölene kadar Ayşe'm kalacak." "Bırak Allah'ını seversen Cengaver. Ayşe ablam çoktan evlenmiş. Ne hala hanımıymış." (A. F. Yavuz)
  • Bir ben, bir de Allah bilir: "Çok sıkıntı içindeyim, başkası tahmin bile edemez" anlamında bir deyim: On kişiyi geçindirmek ne demek? Bunu bir ben bilirim, bir de Allah bilir (Karacan)
  • İşi Allah'a kalmak: Güç şartlar altında, kimseden yardım umudunun kalmadığı bir durumda bulunmak: Sıcaktan bunalmış, susuzluğa, korkuya düşmüş, işi Allah'a kalmıştı. (İ. Sarı)
  • Sayısını Allah bilir: "O kadar çok ki saymakla bitmez" anlamında kullanılan bir deyim: Bu yolun, bu mukaddes dâvânın o kadar çok kahramanı vardır ki, sayısını ancak Allah bilir... (M. N. Bursalı)
  • Söz bir, Allah bir: Verilen sözden dönülmeyeceğini anlatan bir söz: "Sen gönlünü rahat tut!" dedi Fahri Usta "Bizde söz bir, Allah bir!" (C. Gündoğdu)
  • Yaradan'a kurban olayım: Bir şeye hayran kalındığı zaman söylenir: Yaradan'a kurban olayım. Gözlere bak, badem; yanaklar elma, burun hurma. (N. Albayrak)
  • Yaradan'a sığınıp (bir iş yapmak): Bütün gücünü kullanarak o işi yapmak: Yoksa Yaradan'a sığınıp öyle bir sille çakardım ki, feleğini şaşırırdın. (Y. Bahadıroğlu)


Allah ile ilgili atasözleri ve anlamları


Arapça Allah yazısı
Allah
İçinde Allahü Teâlâ'nın adı geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Allah adama ya akıl verir, ya devlet: Bir insanın hayatta düşünme yetisi ve bilgelik ile kendi refahını, mutluluğunu ve başarısını sağlayabileceğini ya da Allahü Teala'nın lütfuyla aynı hedeflere ulaşabileceğini ifade eder. 
  • Allah, adamı kaptan kaba kotarır: İnsanın başına neler geleceği hiç bilinmez. Zengin insan yoksulluğa, sağlıklı insan hastalığa düşebilir.
  • Allah açtığı boğazı aç bırakmaz: "Allahü Teâlâ yarattığı insanı aç bırakmaz, rızkını da verir" anlamında bir atasözü.
  • "Allah Allah" demeyince işler olmaz: Yapacağımız işe Allahü Teâlâ'nın adayla başlarsak daha başarılı oluruz.
  • Allah balmumu yakana balmumu, yağ mumu yakana yağ mumu verir (Allah çam isteyene çam, mum isteyene mum verir)*:
    1. Kişinin gereksinmeleri, kurduğu yaşam düzeyine bağlı olarak gerçekleşir.
    2. Allah bol harcayana bol, az harcayana az verir.
    3. Allah herkesin gönlüne göre verir.
  • Allah bile kulun karasını (hatasını) yüzüne vurmaz: İnsanlar hata yapabilir. Fakat başkalarını hatalarından dolayı suçlamak ve bu hatayı dillendirmek yerine onu gidermeye çalışmalıdır. Hesap sorucu olmasına rağmen Allahü Teâlâ bile kullarını affederken bizim de başkalarına aynı şekilde yaklaşmamız gerekir.
  • Allah bilir ama kul da sezer*: Bir işin nasıl bir sonuç vereceğini ancak Allahü Teâlâ bilir ama insan da kafasını kullanarak aşağı yukarı bir tahminde bulunabilir.
  • Allah bilir kulunu, giydirir çulunu: Allahü Teâlâ kişinin gönlündekileri, neye gereksinim duyduğunu bilir ve kişiye onları verir.
  • Allah bir kapıyı kaparsa bin kapıyı açar: İnsan, işleri kötü gittiği zaman karamsarlığa kapılmamalı. Çünkü Allah insana her zaman başka kısmetler de gönderir.
  • Allah bir karıncasından bile geçmez: Allah yarattığı hiçbir varlıktan rahmetini esirgemez.
  • Allah bir peygamber hak, pekmez kara yoğurt ak: Pekmezin kara ve yoğurdun ak oluşu gibi kesin ve bilinen gerçeklere dayanarak Allah'ın birliği ve peygamberlerin doğruluğu gibi kesin bilgilerin doğruluğunu vurgular. Dolayısıyla, bu atasözü, üzerinde konuşulan bir durumun kesinliğini ve doğruluğunu vurgulamak için kullanılır.
  • Allah boş duranı sevmez:
    1. İnsanın sürekli çalışıp çabalaması gerektiğini ifade eder. Tembellik edenlerin başarıya ulaşamayacağını anlatır.
    2. Allah, çalışmayan, tembellik eden kimselerin yardımcısı olmaz.
  • Allah dağına göre kar verir*: "Allahü Teâlâ herkese dayanabileceği ölçüde sıkıntı verir" anlamında söylenen bir atasözü.
  • Allah dağları bile alçaklı yüksekli yaratmış: Allahü Teâlâ her kulunu değişik yapılarda ve yeteneklerde yaratmıştır.
  • Allah dert verir, dermanı da verir: Allah kişiye bir sıkıntı vermişse ondan kurtulmanın bir çaresini de mutlaka vermiştir.
  • Allah dişsize badem, kulaksıza küpe vermiş: İnsan bazen yeteneklerine ve yapılarına uygun olmayan konularla karşılaşır ve doğal olarak başarısız olurlar. Ancak hiçbir zaman Allah'a isyan etmemelidirler. Çünkü bu dünya bir sınavdır ve her şeyde bir hikmet vardır.
  • "Allah" diyen aldanmaz: Allah'ın adını anarak (besmele çekerek) işine başlayan tersliklerle karşılaşmaz.
  • Allah diyen mahrum kalmaz: Allah adıyla, besmele ile işe başlayan emeğinin karşılığını fazlasıyla alır.
  • Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz*: "Alın yazısı ne ise o olur" anlamında söylenen bir atasözü.
  • Allah güle güle verdirtsin, ağlaya ağlaya istetmesin: Borçların kolayca ve sorunsuz bir şekilde verilmesini ve geri alınmasını dilemek anlamına gelir. Borç ilişkisinin sıkıntı ve üzüntü çekilmeden halledilmesini ifade eder.
  • Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar*: İşi bozulan kişi umutsuzluğa düşmemeli, Allahü Teâlâ'nın onu daha iyi bir işe kavuşturacağına inanmalıdır.
  • Allah herkesin gönlüne göre verir: Allahü Teâlâ'nın her bireyin taleplerini ve beklentilerini bilerek onlara uygun olanı verdiği inancını yansıtır.
  • Allah ile kul arasına girilmez: Kişinin Allahü Teâlâ ile olan manevi ilişkisi, sadece kendi içsel bağlılığı ve samimiyetiyle olmalıdır ve dışarıdan gelen etkenlerden etkilenmemelidir.
  • Allah ilmi dileyene, malı dilediğine verir: Çalışan herkes ilim sahibi olabilir, zenginlik ise ancak Allahü Teâlâ'nın nasip etmesiyle ele geçer.
  • Allah imhal eder, ihmal etmez: Allahü Teâlâ kendisine karşı gelen insana bile bağışlayıcı yaklaşır ve doğruyu bulması için zaman tanır. Ama kişi yine düzelmezse de bunun cezasını mutlaka verir.
  • Allah insana bir ağız iki kulak vermiş, bir söyleyip iki dinlemeli: İnsanların sadece konuşmaları değil, karşı tarafın söylediklerini anlamaya ve dinlemeye de önem vermeleri gerektiğini ifade eder.
  • Allah isterse bir kulun işini, mermere geçirir dişini; istemezse işini, muhallebi yerken kırar dişini: Allahü Teâlâ kişinin şansını açık tutarsa o kişinin elinden her iş gelir, ama açık tutmazsa en ufak işlerde bile zarara uğrar.
  • Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış*: Geçim konusunda kimse kimseye yük olmamalıdır.
  • Allah kerimdir, kuyusu derindir:
    1. Allah kullarının kötü duruma düşmesini istemez ve çok fazla olan nimetlerinden herkesi faydalandırır.
    2. Allah her konuda kulunun yanındadır ve yardımcıdır. Ancak çok büyük günahlar işleyen ve pişman olmayan kulları için de en ağır cezalar verir.
  • Allah kırkılmış kuzuya göre yel estirir: Allah'ın merhametini ve tüm yaratılanlara yönelik hassas ve özenli davranışını simgeler. Her bir bireyin durumuna ve ihtiyacına göre yardım ve destek sağlandığına işaret eder.
  • Allah kimine bal verir parmak vermez, kimine parmak verir, bal vermez (Allah kimisine keş verir diş vermez, kimisine diş verir keş vermez): Allahü Teâlâ kimine çok mal mülk verir, ama bunlardan faydalanamaması için bir kusur verir, kiminin de sıhhati yerinde olur kendi geçimini zor sağlar. Ama mutlaka bunların bir sebebi vardır.
  • Allah kimseye kaldıramayacağı yük vermez: Allahü Teâlâ insana işleri zorla yapsın diye emir buyurmaz.
  • Allah komşuya kaz versin, bize de tavuk (Komşunun eşeğini iki iste ki, Allah sana bir versin): İnsan bir şeye ihtiyaç duyunca önce komşusuna başvurur. Bu yüzden komşularımızla iyi geçinmeli her zaman onların iyi olmalarını dilemeliyiz.
  • Allah kuluna nefesi sayı ile vermiş: Allah herkesin ömrünü sınırlı yaratmıştır. Kimse ömründe ne bir nefes az, ne de bir nefes fazla alabilir.
  • Allah kulundan geçmez*: İşler bozulduğunda, sıkışık durumlarda umutsuzluğa kapılıp kötümser olmanın anlamı yoktur.
  • Allah kulunu her vakit darda komaz: İnsan, başına bir takım bahtsızlıklar gelince hemen karamsarlığa kapılmamalıdır. Çünkü Allah onların bir ömür boyu mutsuz olmalarını istemez.
  • Allah, kulunu kısmetiyle yaratır*: (atasözünün anlamı) Her insanın dünyaya geldiğinde bir geçim nasibi ve kazanç kapısının bulunduğunu ifade eder. Herkesin rızkı önceden Allahü Teala tarafından belirlenmiş ve kendisine uygun bir şekilde verilmiştir.
  • Allah namerde muhtaç etmesin: Kötü huylu, kalleş kimselerden herkese zarar gelir. Onun için böyle kişilere muhtaç kalmamaya özen göstermeliyiz.
  • Allah ne verir de kul götürmez?: Allah'ın kişiye verdiği rızık ve kısmetin, kişinin hayatında kesinlikle yer bulacağını ifade eder.
  • Allah sabırlı kulunu sever*: Zorluklara ve sıkıntılara sabır gösteren insanların Allah tarafından sevileceğini ifade eder. Sabır, inançlı bir yaşamın önemli bir erdemi olarak kabul edilir. Sabırlı insan eninde sonunda sabrının karşılığını görür.
  • Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesin*: Bir kimsenin sıkıntılı günlerinde, ne kadar yakını olursa olsun bir başkasının eline bakması kendine güç gelir.
  • Allah sevdiğine dert verir*:
    1. Dert, acı ve üzüntü insanı olgunlaştırır. Daha çok sevilen, beğenilen, hoşlanılan kişi olmasını sağlar. Başa çıkılamayan dertler ise kulun Allahü Teâlâ'ya sığınıp yakınlaşmasına vesile olur.
    2. Allah başına gelenlere sabreden kulunu ödüllendirir; bu yüzden sabredeceğini bildiği için sevdiği kuluna dert verir.
  • Allah son gürlüğü versin: "Allah, yaşlılık yıllarını bolluk, rahatlık içinde geçirmeyi nasip etsin" anlamında bir atasözü ve dua.
  • Allah, şaşırttı mı dayıya hala dedirtirmiş: Allah'ın bir insanın doğru düşünme yetisini aldığında en bariz gerçekleri bile karıştırabileceğini anlatır.
  • Allah uçamayan kuşa alçak dal verir*: Allah, yetenekleri kısıtlı olanlara durumlarına uygun bir yaşama düzeni verir.
  • Allah verince kimin oğlu, kimin kızı demez*: Kaderlerinde varsa günün birinde insanlar, başlangıçtakinden daha fazlasına sahip olabilirler.
  • Allah verirse el getirir, sel getirir, yel getirir*: Bir kimsenin zengin olması kısmetinde varsa, hiç umulmadık yerlerden bu olanağa salip olabilir.
  • Allah yapar ne yaparsa: Her olayın ve durumun Allah’ın iradesi doğrultusunda gerçekleştiğini ifade eder. İnsan ne yaparsa yapsın, sonunda olanların Allah’ın takdiriyle olduğu kabul edilir.
  • Allah yardım ederse kuluna, her iş girer yoluna: Allah'ın sevdiği kulunu zorda koymayacağını, İlahi yardımın insanların çabalarını kolaylaştıracağını ifade eder.
  • Allah'ın bildiği kuldan saklanmaz*: Kişi işlediği suçtan dolayı önce Allahü Teâlâ'ya karşı sorumludur ve bu suçu da Allah bilir, bu nedenle onu kuldan saklamak gerekmez.
  • Allah'ın dediği olur: İnsanların kaderi Allah'ın elindedir. O ne derse o olur.
  • Allah'ın hakkı üçtür: Allahü Teala kullarının zor durumda kalmasını hiç istemez. Onun için günah işleyen kulunun, bu günahtan pişman olması ve geri dönmesi için sabreder ve ona fırsatlar tanır (?).
  • Allah'ın ondurmadığını Peygamber sopayla kovar*: Bir kimse büyüklerce önemsenmemişse daha alt düzeydeki kişilerce de itilip kakılır; kendisine daha kötü davranışlarda bulunulur.
  • Allah'ın verdiği taşar dökülür, kulun verdiği başa kakılır (Kul verdiğini duyurur, Hak verdiğini doyurur): Allah'ın cömertliğine kimsenin ulaşması mümkün değildir; insanlar yaptıkları en ufak bir iyiliği bile hatırlatmadan duramazlar.
  • Allah'tan hayır iste, hayır bulasın: İyi dileklerde bulunan kişinin istekleri gerçekleşir. Allah iyi ve güzel şekilde kullanılmak için kendisinden istenen hiçbir şeye hayır demez.
  • Allah'tan korkan kuldan korkmaz: Her şeyin Allahü Teala'dan geldiğine inanan kişinin Allah'tan başka hiç kimseden korkusu olmaz.
  • Allah'tan umut kesilmez: En kötü, en umutsuz, en çaresiz durumlarda bile umutsuzluğa kapılmamalıdır.
  • Al Allah'ım kulunu, zapt eyle delini: Toplumda dengeli ve huzurlu bir ortamın sağlanması için aklı başında insanların korunması ve dengesiz davranışlar sergileyen kişilerin kontrol edilmesi isteğini ifade eder.
  • Almadan vermek Allah'a mahsustur*: İnsan yaptığı herhangi bir şey için mutlaka karşılık bekler.
  • Altı olur, yedi olur, hep Allah'ın dediği olur*: Önceden ne kadar hesap yapılırsa yapılsın, sonunda Allahü Teâlâ'nın dilediği olur.
  • Ana baba verir görümlük, Allah vergisi doyumluk: En büyük ve en güzel iyilik sadece Allah'tan gelendir. Çünkü en büyük güç Allah'tır.
  • Ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma*: Ata bindiğin zaman hayvanı hırpalama, attan indiğin zaman da onun yemini, suyunu, tımarını unutma.
  • Atasını tanımayan Allah'ını tanımaz*: Babaya itaat etmeyen kimse, ana ve babaya itaat etmeyi buyuran Allah Teâlâ'yı da tanımıyor demektir.
  • Avradın düzdüğü evi Tanrı yıkmaz, avradın bozduğu evi Tanrı yapmaz: Kadın evi düzenleyip huzur sağladığında, bu düzenin kolay kolay bozulmayacağı, fakat kadın evi bozduğunda da bu düzenin kolay kolay yeniden sağlanamayacağı vurgulanır. Bu atasözü, evin ve ailenin mutluluğu ve düzeni için kadının rolünün ve katkısının ne kadar önemli olduğunu belirtir.
  • Berber berbere benzer ama başın Allah'a emanet*: Kendisini uzman olarak gösteren her kişiye güvenilmemelidir, malınızı canınızı tehlikeye sokabilir.
  • Bir kararda bir Allah*: "İnsanın talihi, durumu, sağlığı her an değişebilir" anlamında bir atasözü.
  • Bugün buldum bugün yerim, "Yarına Allah kerim": Azla yetinmeyi bilen insan, yarın ki ihtiyacını değil, o günkü ihtiyacını düşünür.
  • Dağın kışına bakma, Allah'ın işine bak: İnsana fazla güvenmemek gerekir. Çünkü insan olduğu için isteyerek veya istemeyerek yanlış yapabilir. Ama Allah hiçbir zaman yanlış yapmayacağı için sadece Allah'a güvenilmelidir.
  • Davacın kadı olursa yardımcın Allah olsun (Davacısı kadı olanın yardımcısı Allah olsun)*: Seni yargılayacak kişi, senden davacı olan kişi ise elbette kendisini haklı çıkaracak ve sana ağır ceza verecektir.
  • Deli ol ki; dünya için gam yeme, Allah bilir kim kazana kim yiye: Sıkıntı ve sefalet içinde yaşayan kimseler işe yaramaz ve beceriksiz bir görüntü verirler. Ama gerçekte kimin parası çok kimin parası az bilinmez.
  • Delinin değirmenini Allah döndürür: Akıllı davranamadıkları için başlarını derde sokan kimseler, esasen başkalarına zarar verme niyetinde olmadıklarından Allahü Teala tarafından korunurlar.
  • Doğrunun yardımcısı Allah'tır*: İşlerinde doğruluktan ayrılmayan kişiye Allahü Teâlâ her zaman yardım eder.
  • Düğünün borcuyla, ramazanın harcını Allah kayırır: Hayırlı bir iş için yapılan harcamalara Allah yardım eder.
  • Düşmez kalkmaz bir Allah*: "İnsanların talihsizliklere uğraması olağandır" anlamında söylenen bir atasözü.
  • El benden, sebep Allah'tan: Kul çalışır, Allah verir. Bir kişinin başarılarını veya sahip olduğu imkanları sadece kendi çabalarına bağlamaması, aynı zamanda Allah'ın lütfu ve yardımı olduğunu da unutmaması gerektiğini vurgular.
  • Elmayı havaya (göğe at), düşünceye kadar Allah kerim: Bir işte başarılı bir sonuç için iyi bir başlangıç ve planlama esastır; sonrasında ise sonuçların ne olacağını beklemek ve Allahü Teala'ya güvenmek gerekir.
  • Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah'a emanet et (Eşeğini sağlama bağla, sonra Allah'a ısmarla): Kaybolmasını istemediğin bir malını Allah'a emanet etmeden önce gerekli bütün tedbirleri almalısın.
  • Ev alanla evlenene Allah yardım eder*: Evlenene ve ev yapana herkesin kolaylık göstermesi, onlara Allah'ın yardımının dolaylı olarak ulaşıyor olması demektir.
  • Fellah bilmez, Allah bilir: İnsanı yaratan Allah'tır. Elbette ki Allah yarattığı insandan daha iyi düşünür, bilir ve yapar.
  • Fukaraya veren Allah'a verir: Yoksul, muhtaç durumdaki insanlara yardım eden kişi, büyük sevap kazanır ve işleri hep yolunda gider.
  • Garibin yardımcısı Allah'tır: Kimsesiz, muhtaç durumda olanlara Allah'tan başka yardım eden olmaz.
  • Garip (kör) kuşun yuvasını Allah yapar*: Garip ve kimsesiz kişiye Allahü Teâlâ yardım eder.
  • Gemiye binmeyen, Allah korkusu bilmez: Günahların ve hataların sonuçlarını tecrübe etmeyen kişiler, Allah'a karşı sorumluluklarını ve korkuyu tam anlamazlar. Fırtınaya yakalanmış bir gemideki bir yolcu gibi kişi zorluklar içinde kaldığında, Allah'a yönelir, O'ndan af ve yardım diler.
  • Genci gence ver de, rızıklarını Allah versin/verir: Gençlerin evlenmeye teşvik edilmesinin önemini ve evlilik kurumunun Yüce Allah'ın bir lütfu olduğunu vurgular.
  • Gök gürlemeyince "Allah Allah" demez: Bazı insanlar Allah'ın adını yalnızca başları derde girdiğinde tehlikeden kurtulmak için anarlar.
  • Güzeli güzel diye sevmeli, çirkini Allah için sevmeli: Güzele nasıl sevgi ve şefkatle bakıyorsak, çirkini de Allah yarattığı için hor görüp kırıcı davranmamalıyız.
  • Hak yapar, pak yapar: Allah'ın yaptıklarını sorgulamamak gerekir. Çünkü Allah her şeyin en iyisini ve güzelini yapar.
  • Hakkı tanıyan halka baş eğmez: İnsanlar sadece kendisini yaratana karşı sorumludur ve onun istediği gibi yaşamak zorundadır.
  • Hayır Allah'tan, şer şeytandan: Allah yarattığı kullarına kötülük göndermez. Bizi kötülüğe sürükleyecek bir sebep çıkarsa bunun şeytanın işi olduğunu bilmeliyiz. Şeytandan ve ona uymaktan kurtulmaya çalışmalıyız.
  • Kaçan da Allah'ı çağırır kovalayan da: Güçlü güçsüz herkes bir noktadan sonra Allah'ın yardımına ihtiyaç duyar. Sonuçta herkes Allah'ın kuludur.
  • Kıbleden geldi kışımız, Allah'a kaldı işimiz: Gelen kötü hava şartları zorlu geçecek mevsimin habercisidir (kıble: Güneyden esen rüzgâr).
  • Kibrin hasmı Allah'tır: Aşırı gurur ve kibir Allahü Teâlâ'nın hoşuna gitmez.
  • Körün attığı taşı Allah rast getirir: Yeterli bilgi ve deneyimi veya imkanı olmayan, ancak iyi niyetle çalışan kişilerin işlerinin, Allah'ın yardımıyla doğru yöne gitmesini ifade eder. 
  • Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz*: "İstenilen şey fazlasıyla elde edildi" anlamında söylenen bir atasözü.
  • Kul kula sebep, cümleye Allah sebep: İnsanların çabalarının önemini vurgularken aynı zamanda her şeyin Allah'ın kontrolü altında olduğunu hatırlatır. İnsanlar, çaba göstermeli ve doğru yolda ilerlemeli ancak sonuçları Allah'a bırakmalı ve O'nun takdirine teslim olmalıdır.
  • Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var: İnsan ne kadar güçlü ve kudretli olursa olsun "bana karşı çıkan olmaz" diye gücünü kötüye kullanmamalı, çünkü herkesten büyük Allah var ve o da kötüleri sevmez.
  • Murat insandan, takdir Allah'tan: Allah kendisine dua eden, yardım dileyen herkesi dinler ve herkese layık gördüğünü bağışlar.
  • Ne istersen Allah'tan iste: İnsanlara el açmaktansa Yüce Allah'tan istemenin insan onuruna daha yakışır olduğunu anlatır.
  • Ölüm Allah'ın emri: (atasözünün anlamı) Ölümden kurtuluş yoktur, eceli gelen elbette ölecek, ölümden korkmanın anlamı yoktur.
  • Şeytandan uzak olan Allah'a yakın olur: Her türlü çıkar karşısında iradesine sahip olup dürüst davranan insanın Allah her zaman yanında olur.
  • Varlıktan sonra Allah yokluk göstermesin: Zenginlikten sonra yokluk insana çok güç gelir.
  • Ver Allah'ın verdiğine, vur Allah'ın vurduğuna: Allah iyi kullarına ihsanlarda bulunur ve kötü kullarını da akıllanmaları için cezalandırır. İnsan da aynı şekilde iyi insanlarda iyiliklerde bulunmalı kötü insanları kötülükleri nedeniyle cezalandırmalıdır.
  • Yağını veren Allah, bulgurunu aşlığını da verir: İnsanın rızkının ve ihtiyacı olan her şeyin Allah tarafından sağlanacağını anlatır. Eğer Allah tarafından bir konuda bir nimet veya imkân verilmişse, bunun devamı da sağlanacaktır; dolayısıyla güven içinde yaşamak gerekir (aşlık: yemek için hazırlanmış erzak).
  • Yalnızlık, Allah'a mahsustur (yaraşır)*:İnsan ancak toplumsal dayanışma ve iş bölümü içinde rahat ve huzurlu yaşayabilir.
  • Yananı Allah görür (Yananı görür Allah): "Derdi olan Allahü Teâlâ'dan yardım görür" anlamında bir atasözü.
  • Yemeğin azından sözün çoğundan Allah ırak etsin: İnsan karnı doymadığı zaman nasıl rahatsız olursa uzun süren konuşmalardan da o derece rahatsız eder.
  • Yolcunun işini Allah bilir: Yolculuk esnasında karşılaşılacak durumların belirsiz olduğunu ifade eder. İnsanların planları ve niyetleri olsa da, sonuçlar her zaman öngörülemeyebilir; bu nedenle, her şeyin Allah'ın takdirine bağlı olduğu vurgulanır.
  • Yolcunun işini Allah kayırır: Seyahat eden kişilerin yolda karşılaştıkları zorluklarda Allah'ın yardımına güvenmeleri gerektiğini vurgular.
  • Zorlunun hakkından Allah gelir: En güçlü zorba bile Allah'ın intikamına yenilir.


Allah ile ilgili birleşik kelimeler


  • Allah adamı: Kimseye kötülük yapmayan, hile bilmeyen, dünya işlerini önemsemeyip yalnızca Allahü Teâlâ'ya ibadetle zamanını değerlendiren kimse: Yaradılanı yaradandan ötürü seven bir Allah adamıdır. (M. Pekel)
  • Allah aşkına: Cümlenin anlamına göre ant verme, yakarma belirttiği gibi şaşma, usanç türünden duyguları da anlatır: Allah aşkına yardım et! Allah aşkına, bunu bir tek ben mi görebiliyorum? Etmeyin Allah aşkına!
  • Allah vergisi: Sonradan elde edilmiş olmayıp yaradılıştan olan: Müzik, her şeyden önce Allah vergisi bir yeteneği gerektirir. (O. Çetinoğlu)
  • Allah yapısı: İnsan eliyle değil de doğal olan: İster Allah yapısı, ister insan yapısı olsun, mademki sanatkâra hayatımızdaki sayılı hazları borçluyuz, müsaade edin de onu methedelim. (Ülkü)
  • Allah'ın evi:
    1. Beytullah, Kâbe, mescit ve câmi gibi Allah’a ibadet edilen yer: Ancak harabe bile olsa Allah'ın Evi'nin duvarına kazma vurma fikri onlara dehşet verici geliyordu. (M. Hamidullah)
    2. (mecazi) İnsan gönlü, kalbi: Müminin kalbi Allah'ın evidir. O evde konuşan, dolaşan, dinlenen, dinleyen o ev sahibi olan Allah'tır. (B. Ayaz)
  • Allah'ın günü: (Bıkkınlık duygusuyla) Hemen hemen her gün, sık sık, durmadan: Zerrin toplar, çocukları ve kocası dağıtırdı. Genç kadın bitmek tükenmez görünen sabrı ile bunları her Allah'ın günü kaldırırdı. (E. Ş. Can)
  • Allah'ın hikmeti: Beklenmeyen, nedeni anlaşılmayan ya da şaşılan şeyler için kullanılır: Hem senin işin görüldü hem bizim. Allah'ın hikmeti işte (M. A. Bilkay). Nasıl ölmedim bilmiyorum? Bu da Allah'ın hikmeti işte... (H. F. Beşik)
  • Allahu alem (Allahualem):
    1. Galiba, belki, zannederim ki: Evvelce 20 dönümdü, şimdi Allahualem aşağı yukarı 100 dönüm oldu, tahmin ediyorum. (O. N. Topbaş)
    2. Doğrusunu Allah bilir: Allahualem, dibimizde keşfedilmeyi bekleyen daha kaç gök cismi var. (M. Erdem)
( 6 soru/yorum )

Soru ve Yorumlar: 6


Anonim:
Allah sizden razı olsun bu şekil paylaşımlar için
27/3/14 16:24
admin:
ne demek. Allah sizden de razı olsun ve yorumunuz için teşekkürler.
27/3/14 18:28
Anonim:
Çok güzel allah arz olsun harika
27/2/16 18:08
Anonim:
Allah razı olsun harika harika
27/2/16 18:09
admin:
Beğenmenize sevindim. Allah sizden de razı olsun.
27/2/16 20:25
Anonim:
Süper Atasözü Ve Deyimler İşime Çok Yaradı
8/4/23 12:01