Namaz |
Namaz ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "namaz" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Namaz kıldırmak: Bir cemaate imamlık etmek: Gönüller Sultanı (sav) öne geçmiş namaz kıldırıyordu. (M. Y. Kandemir)
- Namaz (Namazını) kılmak: Namaz ibadetini yerine getirmek: Akıllı olan kişi namazını kılar / Açılır ona cennetten pınar / Şeytan ona veremez zarar / Bırakma namazını kıl Müslüman (S. Ulutürk)
- Namaz niyaz hak getire: Dini görevlerini, ibadetini yapmayanlar hakkında kullanılır: Birinin başı seccadeden kalkmaz, öbürünün namaz niyaz hak getire... (H. Taner)
- Namaza durmak: Namaza başlamak: Kamet getirilmiş ve Resûlullâh namaza durmuştu. O esnada Hasan, Hüseyin ve Ümâme Resûlullâh'a doğru koşuşturdular. Secdeye eğildiği sırada sırtına çıkıyor, oturunca kucağına oturuveriyorlardı. (F. Z. Kamacı)
- Namazı kılınmak: Vefat eden Müslüman birinin cenaze namazı kılınmak: Mescidü'l - Aksâ'da namazı kılındıktan sonra defnedildi. Allah ona rahmet etsin. (İbn Şeddad)
- Namazında niyazında (Namazı niyazı yerinde): (deyiminin anlamı) Dini görevlerini gerektiği biçimde aksatmadan yerine getiren (kimse): Vaktiyle Has Murat adında fakir bir adam vardı. Namazında niyazında iyi huylu biriydi. (M. Y. Kandemir)
- Abdestinde namazında olmak: Dindar olmak: Annem, babam dindar; abdestinde, namazında insanlardı. (M. Kaplan)
- Art eteğinde namaz kıl/kılınır: Çok temiz, çok faziletli, namuslu kimseler için kullanılır: Naciye, yaşı elliyi geçkin, art eteğinde namaz kılınır, işte öyle temiz bir kadındı. (H. R. Gürpınar)
- Buyurun cenaze namazına!: Hiç beklenmedik kötü bir durum karşısındaki çaresizliği şaka yollu anlatır: Daha birkaç saat yol almamıştık ki otobüsümüz bozuldu. Buyurun cenaze namazına. (N. Sanlı)
- Cemaatle namaz kılmak: İmama uyarak topluca namaz kılmak: Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Cemaatle namaz kılmak, sizden birinizin tek başına namaz kılmasından yirmibeş kat daha üstündür. (Muhammed b. Ahmed el-Kurtubî)
- Eteğinde namaz kıl: İçi dışı çok temiz insanlar için kullanılır: Bir hanımı var, dünya ahret hemşirem olsun, eteğinde namaz kıl! (O. Kemal)
- İki cami arasında kalmış beynamaz:
- İki yoldan hangisini tutacağını, ne yapacağını şaşırmış kimse: Memduh bey, iki cami arasında kalmış beynamaz. Yukarı tükürse bıyığı, aşağı tükürse sakalı. Ne yardan geçiyor, ne de serden. (A. S. M. Alus)
- İki camiden hangisine gideceğine karar veremediği için namaz kılmayan kişi.
- İki cami arasında kalmış beynamaza dönmek: İki yoldan hangisini tutacağını şaşırmak, neye karar vereceğini bilemez duruma düşmek: Kızım, ne desem bilemiyorum? Ben de iki cami arasında kalmış beynamaza döndüm. Bir tarafta baban, bir tarafta sen varsın! (T. Akansu)
Namaz ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "namaz" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Namaz adamı yabanda komaz: İbadet eden insanın Allah'ın koruması altında olacağını ve zor durumlarda yalnız bırakılmayacağını ifade eder. İbadet, kişiyi manevi olarak güçlendirir ve hayatındaki zorluklara karşı direnç kazandırır.
- Namaz, Müslümanın mısbahıdır: Namazın bir Müslüman için hayatı aydınlatan bir ışık, rehber olduğunu ifade eder. Namaz, insanın karanlık ve zorluklar içinde yolunu bulmasına yardımcı olur.
- Namaz, Müslümanın miracıdır: Namazın bir Müslüman için Allah'a en yakın olduğu anlardan biri olduğunu ifade eder. Bu ibadet, insanın manevi olarak yücelmesi ve Allah'la buluşması olarak değerlendirilir.
- Namaza meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz*: (atasözünün anlamı) İnsan, yapmaya gönlü olmadığı işle ilgilenmez.
- Abdestinin hayrını görse, namazı ele vermez: Bir işin başlangıcındaki olumlu işaretleri gören kişinin, o işi bırakmayacağını ifade eder. Kişi, bir eylemin faydasını veya değerini anladığında, onu sürdürmekten vazgeçmez.
- Abdestsiz sofuya namaz mı dayanır?*: Gerekli koşullar yerine getirilmedikten sonra az zamanda pek çok iş yapılır.
- Ayda yılda bir namaz, onu da şeytan komaz: Dini görevlerini nadiren yerine getiren kişinin, bu az sayıdaki ibadetini bile şeytanın engellemeye çalışacağını ifade eder. İbadet ve iyi davranışlar, süreklilik ve istikrar gerektirir; aksi takdirde kolayca ihmal edilebilir.
- Bilmediği beş vakit namaz, bilir de yanına varmaz: Aslında yetenekli ve becerikli olan bazı kişilerin, iş yapmaktan kaçındıklarını ve tembellik ettiklerini ifade eder. Kişi, iş yapabilecek kapasitede olmasına rağmen bu yeteneğini kullanmak istemez ve sorumluluklardan uzak durur.
- Bu abdestle daha çok namaz kılınır*: Bir tutum veya davranışın etkisinin sürekli olacağını ifade eder.
- Cami dururken (görünürken) mescitte namaz kılınmaz:
- En uygun ve doğru seçenek mevcutken, daha az uygun olan bir seçeneği tercih etmenin yanlış olduğunu ifade eder.
- "İnsan önünde büyük fırsat varken onu değerlendirmelidir" anlamında kullanılır.
- Farzdan evvel farz var, namazdan evvel boğaz var: İnsanların önce temel ihtiyaçlarını karşılamalarının gerektiğini ifade eder. Aç veya zor durumda olan birinin ibadet gibi manevi görevlerine tam anlamıyla odaklanamayacağını anlatır.
- Gâvur diyerek öldürür, şehit diyerek namaz kılar: İki yüzlü kimseler yaptıkları kötülüğü gizlemek için her türlü yola başvururlar.
- Gönülsüz namaz göğe ağmaz (göklere çıkmaz)*: Gönülsüz yapılan bir hizmet iyi karşılanmaz, gönülsüz yapılan işten hayır gelmez. Ayrıca gönülsüz yapılan ibadet de kabul olmaz.
- Her imamın (ayrı) bir namaz kıldırışı vardır: İnsanların aynı işi farklı şekillerde yapabileceğini ifade eder. Herkesin kendi tarzı ve yöntemi vardır, bu nedenle aynı sonuca farklı yollarla ulaşılabilir.
- Kıl namazı, tut orucu, gelmez (hesap) sorucu: Namazını kılıp, orucunu tutan kimseye Allah her işinde yardımca olur, kötülüklerden uzak yaşatır.
- Kuru çeşmede abdest almış, İhmalpaşada namaz kılmış: Çok iş yapmış gibi görünüp de aslında hiçbir şey beceremeyen insanlar için kullanılır.
- Rahmana secde etmez, yine de sofuluğu elden bırakmaz: İnançla bağdaşmayan davranışlarda bulunmasına rağmen, kendini dindar göstermeye çalışan kişileri ifade eder. Bazı kimseler dindar görünseler de ne namaz kılarlar, ne de sofuluğu elden bırakırlar.
- Riyasız namaz kılanın dizi yorulmaz: Samimi ve içten yapılan ibadetin insana yorgunluk vermeyeceğini ifade eder. İçtenlikle yapılan her işin karşılığı daha büyük olur ve kişi manevi olarak güçlenir.
Soru/Yorum Formu