Laklak nedir? Laklak etmek ne demektir? Anlamı
- Leyleğin bir süre hızlı bir şekilde alt ve üst gagalarını birbirine vurarak çıkardığı ses, leyleğin gaga şakırtısı veya takırtısı: Leyleğin ömrü laklakla geçer (Atasözü). Kapının üstündeki yuvaya, uçan leylek döndü. Eşiyle karşılıklı takırdadılar, laklak ettiler. (S. Sezer)
- Leylek: Zira laklak, her sene avdet eyledikçe kadimi olan yuvasına gelmek, adet-i tabiiyyelerindendir. (K. Yetiş)
- (mecazi) Ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik: Şu söz kim dilde olmaya muhakkak / Eder laklak'dır ancak kuru laklak (S. Nizamoğlu). Laklakla geçen demleri sen vuslat mı sanırsın? / Bir zerre iken küll olamaz, lâfta kalırsın (A. Y. Özemre)
- Bir sapın ucuna bağlı iki toptan oluşan ve topların birbirine vurmasıyla "tak tak veya şak şak" şeklinde ses çıkaran eski bir çocuk oyuncağı.
- Laklak etmek: (deyiminin anlamı) Karşılıklı, şundan bundan, rastgele konuşmak, gelişigüzel havadan sudan sohbet etmek: Bütün gün laklak ettik.
- Laklaka: Anlamsız ve boş söz: Neyse ki laklaka vardı, bayılıyorlardı havadan sudan konuşmaya. (İlgili cümle kaynağı: N. Gürsel)
- Laklakiyat: Anlamsız ve değersiz sözler, boş lakırdılar: Koca gün laklakiyat ile ziyan olmuştur. (R. N. Güntekin)
Soru/Yorum Formu