Çok yakın ve içten olan, sıkı fıkı, yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen kimseler demektir: İki can ciğer, yolda başlattıkları bir konuşmayı orada sürdürdüler. (A. Givda)
- Can ciğer kuzu sarması: İçli dışlı, pek içten ve candan olan kimseyi anlatır: Murat'la Soner can ciğer, kuzu sarması gibi. Haberleşip, kamaralarından aynı anda, salondaki yemeğe iniyorlar. Beraber gülüp, beraber eğleniyorlar. (İlgili cümle kaynağı: B. H. Özbek)
- Canciğer olmak: (deyim) Birbirleriyle çok yakın arkadaş olmak: Zeki tavırları dikkatimi çekti. Tanıştık. Sonra da komşu olduk, can ciğer arkadaş, dost olduk. Bir ara aynı evi paylaştık... (A. Kahraman)
Soru/Yorum Gönder